‘İki veya üç senede İsrail gazı Türkiye’de olabilir’

0
27

ABD, İsrail, Katar, BAE gibi çeşitli ülke ve şirketlerin üst düzey yetkililerinin katılımıyla düzenlenen Atlantik Konseyi İstanbul Zirvesi 2017, Swissotel’de gerçekleştirildi.

Zirvede, “Doğu Akdeniz’de Bölgesel Enerji Ortaklarını ve Ticaretini Arttırmak” konulu oturuma, İsrail Enerji Bakanlığı Müsteşarı Shaul Meridor, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Alparslan Bayraktar, Delek Drilling üst düzey yöneticisi Yossi Abu, Noble Energy Doğu AKdeniz Başkan Yardımcısı Keith Elliott, Atlantik Konseyi Global Enerji Merkezi Daimi Üyesi Brenda Shaffer, ABD’nin Yunanistan Büyükelçisi Geoffrey R. Pyatt katıldı.

İsrail Enerji, Altyapı ve Su Kaynakları Bakanlığı Genel Direktörü Shaul Meridor, Türkiye’ye boru hattının ülkesi için uygun bir ihracat alanı olduğunu belirterek, “İki veya üç senede İsrail gazı Türkiye’de olabilir. Bu Türkiye’nin iç piyasası için ama aynı zamanda Türkiye’ye olduğu gibi yakın ülkelere de yardımcı olabilir.” dedi.

Meridor, Atlantik Konseyi İstanbul Zirvesi 2017’nin “Doğu Akdeniz’de Enerji İşbirliğini ve Ticaretini Güçlendirmek” oturumunda yaptığı konuşmada, geçmiş yıllarda İsrail’in büyük miktarlarda doğalgaz keşfettiğini ve bugün buna uygun olarak oluşturdukları bir ihracat politikaları bulunduğunu anlattı.

Türkiye rotası, doğu rotası ve Mısır’daki LNG terminallerinin İsrail’in değerlendirdiği üç seçenek arasında yer aldığını vurgulayan Meridor, “İsrail bugün 3 seçenekten ikisine doğalgaz verebilecek imkanda ve daha da keşfedilmemiş gazımız var.” ifadesini kullandı.

Meridor, bu üç seçeneğin kıyaslayıcı değil, tamamlayıcı olduğunu ifade ederek, “Türkiye’ye boru hattı İsrail için uygun bir ihracat alanı. İki veya üç senede İsrail gazı Türkiye’de olabilir. Bu Türkiye’nin iç piyasası için ama aynı zamanda Türkiye’ye olduğu gibi yakın ülkelere de yardımcı olabilir.” diye konuştu.

Avrupa Birliği’nin (AB) de projeyle ilgilendiğini ve doğalgaz çeşitlendirmesine ihtiyaç duyduğunu belirten Meridor, “Ay başında İtalya, Yunanistan, Güney Kıbrıs ve AB’den yetkililer İsrail’e ziyarette bulundu. Burada hemen yarın için olmasa da 8 sene sonrası için büyük bir potansiyel var. Bu fırsatları karşılıklı incelemek gerekiyor.” değerlendirmesinde bulundu.

“Doğu Akdeniz ve Irak gazı Türkiye için bir seçenek”
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Alparslan Bayraktar da Bakan Berat Albayrak’ın Türkiye’nin enerji politikasını açıkladığını ve bu politikanın üç önemli ayağının tedarik güvenliği, yerlileştirme ve öngörülebilir piyasa olduğunu anımsattı.  

Bayraktar, bu enerji politikasının amacının Türkiye açısından büyüyen talebi karşılayabilmek ve ithalat bağımlığını azaltmak olduğuna işaret ederek, LNG, yüzer LNG santrali ve yer altı depolama tesisleri olmak üzere gaz altyapısına yoğun bir şekilde yatırım istediklerini aktardı. 

Aynı şekilde nükleer enerjinin de Türkiye için çok önemli olduğunu dile getiren Bayraktar, hem kaynakların hem de ülkelerin çeşitlendirilmesi gerektiğini, bu kapsamda da Doğu Akdeniz gazının çok güzel bir opsiyon olabileceğini söyledi.

Bayraktar, tedarik ülkelerini çeşitlendirerek rekabetçi bir piyasanın oluşturulabileceğini ve Türkiye’nin bir projeye destek olabilmesi için söz konusu projenin kazan-kazan esasına dayanması, tedarik güvenliğini sağlaması ve bölgesel huzura katkıda bulunması gerektiğini söyledi. 

Bu kapsamda, uzun dönemli enerji iş birliği istediklerini ve bunun için de bir denge tutturulması gerektiğini vurgulayan Bayraktar, “Bunun için son birkaç aydır İsrail’den potansiyel ithalatı düşünüyoruz.” ifadesini kullandı.  

“İşin ticari tarafı en önemlisi”
Bayraktar, Türkiye’de gaz talebinin büyümesinin fiyatlara ve rekabetçiliğe bağlı olduğunu ama Türkiye’nin çeşitli önlemlerle doğalgaz talebini düşürmeye çalıştığını da aktardı. 

Türkiye’nin elektrikte son 10 yılda yaşadığı dönüşümü bir şekilde gaz piyasasında da yaşayacağını belirten Bayraktar, “Türkiye’nin gaz kontratlarına bakıldığında yeniden bir müzakere noktasındayız. Bu konuda Türkiye’yi de bir aşamaya getirme konumundayız. Yeni gaz kaynakları için yer var ama bu sadece talebin artışıyla ilgili bir durum değil. Talep çok hızlı artmasa bile, kontrat yapılarına bakıldığında Doğu Akdeniz ve Irak gazının Türkiye için bir seçenek olma imkanı var ama bu durumlar talepten daha çok rekabetçiliğe bağlı. Burada işin ticari tarafı ve ihtiyaç en önemlisi.” diye konuştu. 

Bayraktar, ayrıca küresel gaz piyasasının da değiştiğine, daha kısa vadeli veya alternatif şekillerde kontrat şekillerinin ortaya çıktığına dikkati çekti. Tüm bu gelişmeleri anlayarak ortak bir nokta bulunabileceğini ve piyasanın ihtiyaçlarına cevap verilebileceğini belirten Bayraktar, oyunun sürekli değiştiğini ve yeni gelişmelerin de gelecekteki tabloyu kesinlikle etkileyeceğini sözlerine ekledi. 

‘Türkiye’den doğalgaz götürülmesi uygulanabilir bir proje’
Delek Drilling Üst Yöneticisi Yossi Abu, İsrail’den Türkiye’ye doğalgaz götürülmesi projesinin uygulanabilir bir proje olduğunu belirterek, “Bu talebi karşılamak için 2020-2021’de Türkiye’ye gazı verebiliriz. Bu bizim elimizde.” dedi.

Abu, Atlantik Konseyi İstanbul Zirvesi 2017’de yaptığı konuşmada, İsrail Türkiye arasında yapılması planlanan doğalgaz projesinin önemli olduğunu ancak diğer büyük projeler gibi bu iş birliğinin de kesinleşmesine ihtiyacı olduğunu söyledi.

Söz konusu proje için Türkiye ve bölgenin talebinin net olarak görülmesi gerektiğini anlatan Abu, iş birliğinde özel sektör ve kamu açısından teknik olarak herhangi bir eksikliğin bulunmadığını ifade etti.

Abu, yapılacak ticari mutabakatın uzun vadeli kazan-kazan ilişkisine dayanması gerektiğini dile getirerek, “İsrail’den Türkiye’ye gaz götürülmesi projesi uygulanabilir bir proje. Bu talebi karşılamak için 2020-2021’de Türkiye’ye gazı verebiliriz. Bu bizim elimizde. Son aylarda çok yapıcı bir müzakereler yürütülüyor. Zorluklar yok değil ancak bunlar olağan. Yapıcı görüşmeler yapılıyor ve birbirimizin risklerini azaltmaya yönelik adımlar atıyoruz.” diye konuştu.

Devletlerin ancak kriz olduğunda karar aldığını vurgulayan Abu, tarafların masaya getirdiği paketin sadece rekabet açısından değil, istikrar ve arzın çeşitlendirilmesi açısından da önem taşıdığını söyledi.

 Türkiye’ye yapılacak boru hattı ihracatının ekonomik hesaplara dayandığını bildiren Abu, böyle büyük projelerin şirketler açısında da karlı olması gerektiğini aktardı.

“İlişkiler iki ülkenin güvenliği için önemli”
ABD Georgetown Üniversitesi Avrasya, Rusya ve Doğu Avrupa Çalışmaları Merkezinden Prof. Dr. Brenda Shaffer da Kıbrıs gazının Türkiye’nin güneyindeki altyapı gelişmelerine yardımcı olabileceğini söyledi.

İsrail ve Türkiye arasındaki ilişkilerin taraflar açısından oldukça önemli olduğunu belirten Shaffer, “İki ülke arasındaki ilişkiler doğalgazdan çok daha kuvvetli bir zeminin üzerine oturtulmalı. İlişkiler her iki ülkenin güvenliği için oldukça önem taşıyor.” dedi. 

ABD’nin Yunanistan Büyükelçisi Geoffrey R. Pyatt ise enerjinin, yedi yıldır ekonomik krizle uğraşan Yunanistan için itici bir güç olacağını ifade etti.

Avrupa’nın en önemli projelerinden biri olan Trans Adriyatik Boru Hattı (TAP) projesinin yüzde 20’sinin tamamlandığını belirten Pyatt, projenin bölgede ciddi oranda istihdam oluşturduğunu söyledi.

Pyatt, Yunanistan’daki gelişmelerin bu projelere ilgiyi artırdığını belirterek, Ukrayna’nın da Yunanistan’a LNG göndermek istediğini ve Yunanistan’ın da kullanılmayan LNG depolama kapasitesi bulunduğunu aktardı.