Hisse geri alım programları fırsat mı?

0
91

Mütevazı birikimini borsada değerlendiren Şükrü Akçay, “Eğer bir firma kendi hissesini almaya başlamışsa, uygun fiyata gelmiş demektir” diyor. Ona göre hissenin en iyi değerini bilecek olan, yine şirketin kendisidir. Bu tür adımların izlenmesi gerektiğini düşünüyor.

Borsa İstanbul’da son aylarda bir gerileme söz konusu. 20 Nisan – 13 Haziran 2016 arasında BIST 100 Endeksi yaklaşık 10 bin 500 puan değer kaybetti. Bu düşüş sırasında halka açık firmalardan bazılarının kendi hissesinde geri alım programını hayata geçirdikleri gözleniyor. Tük Hava Yolları da bu firmalardan birisi.

Şirket geçtiğimiz nisan ayında aldığı kararla üç yıllık süre zarfında sermayesinin yüzde 10’una kadar geri alım yapmayı düşünüyor. Amaç ise hem hissedeki dalgalanmaları sınırlandırmak hem de kendi hisselerine yatırımda bulunmak olarak açıklandı. Ayrılan fon tutarı ise 500 milyon TL seviyesinde. Hissede yaşanan aşırı düşüş karşısında şirket yönetim kurulu, mevcut işlem fiyatının şirketin faaliyetlerinin gerçek performansını yansıtmadığını belirtti.

Borsaya genel olarak bakıldığındaysa sadece Türk Hava Yolları’nda değil, Emlak Konut GYO, Tekfen Holding, Gersan, Akfen GYO gibi şirketlerde de geri alım kararı bulunduğu görülüyor. Bireysel yatırımcılar ise şirketlerin bu tür kararlarını önemsiyor. Neticede firmaların kendi hisseleri için uyguladıkları alım fiyatını o hisse için taban seviye olarak görüyorlar.

Turkish Yatırım Araştırma Müdürü Baki Atılal ise konu hakkında değerlendirmede bulunurken hisse geri alımlarının yabancı ülkelerde firmalar tarafından finansman politikası olarak yoğun şekilde kullanıldığını ifade ediyor. Gelişmeler takip edildiğinde çoğunlukla fiyatlarda gözlenen aşırı düşüşlerin ardından geri alım programlarının devreye girdiği görülüyor.

Sorun ise her zaman geri alım programının hissenin fiyatını yükseltmeye yetmemesi. Alımlara rağmen hissede düşüşün devam ettiği ya da hissenin çıkmadığı durumlar az değil. Uzmanlar bu noktada şirketlerin farklı yaklaşımlarda bulunabileceğini hatırlatıyor. Her ne kadar şirketler kendilerine ait hissenin fiyatının çok düşük olduğu durumlarda alıma yönelseler de farklı örneklerin sayısı hiç de az değil. Uzun süredir borsada işlem yapan Yıldırım Alkan, büyük şirketlerin prestij amaçlı hisse topladıkları gibi spekülatif hareketlenmelere de neden olabildiklerini söylüyor. Hisse düştüğünde alım yapılmasının yatırımcıda yöneticilerin hisseye güvendiği imajını yarattığına, bunun da firmanın mali yapısına bakılmaksızın yatırımcıların alımda bulunmasına neden olabildiğine dikkat çekiyor. Bu iddia aynı zamanda yatırımcıların gözü kapalı işlemde bulunmasının da tehlikesine dikkat çekiyor.

Mali Müşavir Ahmet Arslan bu noktada özellikle şirketlerin finansallarının incelenmesinin önemine vurgu yapıyor. Arslan, şirket hakkında daha fazla bilgiye sahip firma yönetiminin yatırımcılara güven aşılamak için hisse geri alımı yoluna başvurabileceğini söylüyor. Görülen o ki şirketlerin geri alım programını neden gerçekleştirdiği önemli. Yatırımcıların dikkat etmesi gereken ise alımda bulunurken uygulanan geri alım programının yanı sıra şirketlerin mali yapısının da uygun olup olmadığını kontrol etmekten geçiyor.