Geleceğin işyeri: Ofis 2.0

0
36

Wework’te bir ofisi kullanmak havalı bir otele check-in yapmaya benziyor. Resepsiyon alanında fonda çalan hafif bir Hint müziği sizi karşılıyor. Genç profesyoneller ellerindeki laptoplarla kanepelere, armut tip koltuklara ve hatta yastıklarla kaplı sedirlere yayılmış halde çalışırlarken, bir yandan kahvelerini ya da limonlu sularını yudumluyor. O günkü programınıza göre, kendinize waffle’lı bir brunch ısmarlayabilir ya da konferans odasında masaj seansına katılabilirsiniz.

Ancak bu gevşek ortam sizi yanıltmasın; çalışanların farklı şirketlerden masalar ve küçük ofisler kiraladıkları, wi-fi, su ısıtıcıları vb’ni ise paylaştıkları WeWork’ün ortak çalışma alanları zinciri iş/çalışma dünyasına odaklı. Hayatları boyunca geleneksel ofis işinde çalışmamış iki kişi tarafından kurulan WeWork’ün ortaya çıkış felsefesi, bir tür yerleşiklik karşıtı, girişimci bir ütopya olarak tanımlanabilir: Küçük startup’lara, kendi maddi olanaklarıyla sahip olamayacakları (video oyunlarından sağlık sigortası indirimlerine) Google tarzı fırsatlar sunmak. WeWork’ün ortak kurucusu ve CEO’su Adam Neumann “Biz, işle oyun arasındaki çizginin çok bulanık olduğunu düşünüyoruz ve burayı olabildiğince en iyi çalışma ortamı haline getirme çabasındayız” diyor. WeWork modeli günümüzün gittikçe bağımsız hale gelen işgücü için son derece cazip. 2010 yılında kurulan WeWork ABD’de ve yurtdışında 27 lokasyondaki faaliyetiyle 5 milyar dolarlık bir işe dönüştü. Bu yılın sonuna kadar bu rakamı ikiye katlamayı planlıyor.

Öte yandan, son zamanlarda Fortune 500 şirketlerinin de kapılarını çaldıkları görülüyor: Merck, American Express

BİR İK UZMANINDAN TÜYOLAR
“Hyatt tek boyutluluğun her şeyi karşılamadığının bilincinde. Kendi kişisel markalarını en iyi şekilde ortaya koymaya ya da en iyisini yapmaya hevesli adaylara bakıyoruz. Bu da farklı düşünmeyi ve işyerine yenilikçi bir ruh getirmeyi kapsıyor.”

  • KRISTY SIEDEL, YETENEK BELİRLEME DİREKTÖRÜ, HYATT HOTELS

ve Microsoft WeWork’te masa kiralıyorlar. Ancak WeWork pek çok büyük firmayı da geri çevirmiş; toplam üyeliğin yalnızca yüzde 20’si büyüklere ayrılmış durumda. Neumann, “Kapılarımızı açmış olsaydık, burası toptan büyük Amerikan şirketlerinin istilasına uğrardı” diyor; “Biz onlara biraz daha farklı bir kurumsal kültür ve duygu sunuyoruz.” Örneğin, Merck çalışanları “inovasyon ekosistemi”ne uyum sağlamak amacıyla şirket merkeziyle New York’taki dört WeWork çalışma alanı arasında düzenli olarak yer değiştiriyor.

WeWork ortak çalışma konseptini ölçekleyen ve çalışma alanıyla ilgili kendi markasını ortaya koyan ilk ABD kuruluşu. Ayrıca her hafta birkaç kez “happy hour” partileri düzenleniyor; bu partiler yalnızca WeWork üyelerinin yer aldığı mobil uygulamayla duyuruluyor ve insanların buzdolabına vs’ye giderken birbirlerine rastlayabilmeleri için de yatay mekanlar tercih ediliyor.

Her ölçekteki şirketler maliyeti düşürmek için açık ofis düzenine yönelirken, WeWork’ün aylık kişi başı 400-650 dolar üyelik ücreti herhangi bir yerde ticari bir emlak için ödenecek kiradan çok daha pahalı gözüküyor. WeWork eşya ve temizlik gibi harcamaları karşılamak ve aynı zamanda üyeler arasındaki iş ilişkilerini ve ortaklıkları pekiştirmek için bu paraya gerek duyduğunu açıklıyor. Girişimci müşterilere daha yakın olmak için WeWork’ün Boston ve San Francisco’daki lokasyonlarına yerleşen Sillicon Valley Bank’in kıdemli pazarlama müdürü Mark Gallagher, “Bizim için önemli olan, kullanım alanı değil” diyor; “Amaç farklı bir çalışma biçimi ortaya koymak.”