Fonların Türkiye’ye ilgisi sürüyor mu?

0
101

Geçtiğimiz yıl yerel özel sermaye fonlarının işlemleri ağırlık kazanırken, global fonların hâlâ yatırım için beklemede oldukları görülüyor. Şirketlerin finansal koşulların zorlaşması nedeniyle yatırım istekleri artabilir. Bu durumun özel sermaye fonları için bir fırsat yaratması bekleniyor.

Geçtiğimiz yıl özel sermaye fon yatırımları açısından pek iç açıcı olmadı. Hatırlanacağı gibi 2017 yılı özel sermaye fonları açısından oldukça hareketli bir yıl olmuş ve yüksek işlem hacimlerine ulaşılmıştı. 2017 yılında 87 adet işlemde 1.2 milyar dolarlık hacim gerçekleştirildi. Değeri açıklanmayan işlemlerle tahmini hacmin 2 milyar doları bulduğu belirtiliyor. 2018 yılında ise özel sermaye fonlarının gerçekleştirdiği hem işlem adedinde hem de işlem hacminde düşüş görüldü. Özel sermaye fonları, 2018 yılında 41 işleme imza atarak, değeri açıklanan işlemlerle toplam 287 milyon dolar seviyesinde hacim gerçekleştirmiş oldu. 2018 yılında toplam birleşme ve satın alma işlem adedinin yüzde 21’ini oluşturan özel sermaye  fonlarının gerçekleştirdiği en yüksek hacimli değeri açıklanan işlem ise 200 milyon dolar ile Temasek ve Metric Capital’ın D.ream’e  ortak olması oldu. İşlem değeri açıklanmamış olmakla beraber, Turkven’in Elif Plastik’e, Mediterra’nın Pizza  Pizza’ya, Venture Capital Bank ve First Energy Bank’in Oba Makarnacılık’a ortak olması, özel sermaye fonlarının  dikkat çeken diğer işlemleri oldu.

EY Türkiye Kurumsal Finansman Bölümü Ortağı ve Özel Sermaye Fonları Sektör Lideri Demet Özdemir, 2019 yılında Türkiye’deki hem özel sermaye yatırımlarının hem de çıkış işlemlerinin ekonomik göstergelerin olumlu seyretmesine, jeopolitik ve siyasi risklerin ortadan kalkmasına bağlı olacağına dikkati çekiyor.

Yerel seçimlerin ardından yatırımlardaki hareketliliğin artabileceğini ifade eden Özdemir şu değerlendirmede bulunuyor: “Ayrıca hem piyasa koşulları hem de döviz kurlarındaki hızlı artış neticesinde satıcıların fiyat beklentisinin de geçtiğimiz yıllara göre daha makul olduğunu söyleyebiliriz. Bu durum özel sermaye fon yatırımları için olumlu bir hava yaratıyor. Ayrıca, ekonomideki gidişat nedeniyle yerel konsolidasyon fırsatlarının ortaya çıkabileceğini ve fonların ilk yatırımlardan sonra ek şirket alımlarıyla büyüyebilecek büyüme platformları yaratma fikrine sıcak baktıklarını gözlemliyoruz. Finansman koşullarının zorlaşması sebebiyle, daha çok şirketin sermaye yatırımı almak için pazara çıkacağını ve bu durumun özel sermaye fonları için fırsat yaratabileceğini öngörüyoruz.” Özdemir’e göre, önümüzdeki dönemde Türkiye’de yerleşik özel sermaye yatırımlarının fon toplama performansı ve mevcut yatırımlarından başarılı çıkışlar yapmaları 2019’daki aktivitelerini olumlu yönde etkileyecek. Özdemir, özel sermaye fon işlemlerinin 2019 yılında 2018’e oranla daha iyi bir seviyede gerçekleşeceğini ve 500 milyon ila 1 milyar dolar seviyesinde olabileceğini tahmin ettiklerini söylüyor.

 

BİLİŞİM VE YİYECEK-İÇECEK SEKTÖRÜ İLGİ ÇEKİYOR

Geçtiğimiz yılın ilk 9 ayında dünyada 2.199 adet özel sermaye fon yatırımları gerçekleşirken, bu işlemlerin hacminin 428 milyar doları bulduğu belirtiliyor. Türkiye’nin payının ise 287 milyon dolarlık işlemle oldukça küçük kaldığı görülüyor. Demet Özdemir, önümüzdeki dönemde global fonların Türkiye’ye yönelik yatırımlarında seçici yaklaşımlarını sürdüreceğini söylüyor. Nitekim, geçen yıl Türkiye’ye yatırım yapan fonlara bakıldığında yerel yatırımların ağırlık kazandığı görülüyor. Yani, yatırım yapan fonların çoğunluğunu Türkiye’de kurulu fonlar oluşturuyor. Geçmiş yıllarda ABD ve Avrupalı global fonların yatırımlarını azalttıkları görülüyordu. Geçen yıl bu trendin devam ettiğini görüyoruz. Fonların yatırım yaptığı şirketlerin sektörlerine bakıldığında ise bilişim öne çıkıyor. İkinci sırayı ise yiyecek ve içecek şirketleri alıyor. Daha sonra ise hizmet şirketleri geliyor.

Bu arada yatırım yönetimi çözümleri alanında faaliyet gösteren İngiltere merkezli eFront tarafından Türkiye’deki özel sermaye fon yatırımlarıyla ilgili hazırlanan raporda, özellikle ihracat yapan ve döviz cinsinden gelir yaratan şirketlerin ilgi çektiği ifade ediliyor. Geçtiğimiz yıl özellikle Türk lirasının değer kaybetmesinin TL geliri olan şirketlerin kârlılığını etkilediği belirtilirken, döviz geliri olan şirketlerin fonların ilgisini çekmeye devam ettiğini gösterdiği belirtiliyor.

eFront’un Strateji Baş Yöneticisi Thibaut de Laval, Türkiye’de özel sermaye fonlarının yatırım performanslarının Doğu ve Batı Avrupa’daki benzerlerinin üzerinde olduğuna dikkati çekiyor. Ancak, pazarın hâlâ görece olarak daha düşük olgunluk seviyesinde olduğunu ve yatırımcıların temkinli olması gerektiği uyarısında bulunuyor.