Embraer’in yüksek uçuşu

0
119

Borajet’in yeni E-190 jetleri ile seyahat edenler bu dar gövdeli jetlerin kabinlerinin çok daha rahat olduğunu görecekler. Bunun sebebi, Embraer’in lideri olduğu 72-130 yolcu kapasiteli segmentteki yeni gözbebeğinin dar gövdeli bir uçak olmasına karşın 2×2’lik koltuk dizilimi ile gelmesi. Rahatlıkla ilgili olarak geliştirilen tek çözüm bu değil. Embraer Ticari Havacılık EMEA Başkanı Paulo Cesar De Souza E Silva, “Uçağın kullanılacağı bölge ile bağlantılı olarak, bu bölgenin insanlarının boyları ve kilolarını dikkate alan senaryolar geliştiriyoruz. Bu insanların koltuklardaki oturuş biçimleri ve konforlarından ayağa kalktıklarında ne tür bir durumun oluştuğuna kadar inceliyoruz” diyor.
 
Ancak şirkete bu segmentte liderliği getiren sadece kabin içinde yarattığı rahatlık değil. Müşterinin yüzde 100 memnun edilmesi şirketin sloganları arasında yer alsa da, başarının sırrı, uçak kapasitesi ile pazardaki talep arasındaki dengeyi kurmaya dayanıyor. Embraer, bulunduğu kategorideki boşluğu değerlendirerek 18 bin çalışanı ile yaptığı işte 6 milyar dolar civarında ciro elde ediyor.
 
Boşlukları değerlendirme kadar alan açma konusunda da bir usta olan Silva, “Futbolu çılgınca sevdiğinizi biliyorum. Biz de öyleyiz. Brezilyalı futbolcuları da seviyorsunuz. Ve artık Brezilya uçakları da ülkenizde bulunuyor” diyor. Brezilyalı futbolcular ile uçaklar arasında, takımlarını güçlendirme ve performansı artırmak gibi bir benzerlik bulunsa da Silva bunu sadece lafı bağlamak için kullanıyor.
 
İş tarafında E-190’lar Borajet’in esneklik ihtiyacını karşılayacak. Silva, “Bunun anlamı şu: Borajet rotalarındaki uçuş sıklıklarını artırabilir. Örneğin, sabah gidilip akşam dönülen rotalarda gün içi uçuşlar da eklenebilir” diyor. Pervaneli modellere göre daha büyük olan ve daha fazla koltuk barındıran E-190’lar, aynı zamanda havayoluna çok daha verimli olmak için de bir araç sağlıyor.
 
Silva, “Bu pazarda sipariş alabilmek için doğru maliyete sahip olmanız gerekiyor. Sadece konfor ve esneklik sağlayan bir uçak sunmanız tercih edilmek için yeterli değil” diye ekliyor. Finans tarafındaki tek konu, işletme maliyeti değil. Önemli bir sermaye yatırımı olan uçak alımı sırasında da uygun modeli geliştirmek gerekiyor. Bu nedenle Embraer, müşterileri için finansman konusunda da çözümler üretiyor. Silva, “Bir müşterimiz uçağını E-Jet ile yenilemek istediğinde ona özel çözüm geliştiriyoruz. Müşteriye yakın olmak ve ona en uygun çözümü geliştirmek bizim işimiz için kilit önem taşıyor” diyor.
 
Hem ekonomi hem konfor tarafında sağlanan özellikler, E-Jet’leri Polonya’da LOT, ABD’de US Airways, Almanya’da Lufthansa, İngiltere’de BA gibi büyük havayolları tarafından kabul görmesini sağlamış durumda. E-Jet bütün dünyaya ve beş kıtaya yayılmış bir aile ve 47 ülkede 68 havayolu tarafından kullanılıyor. Embraer’in bu geniş havayolu tabanına hizmet eden bin 100’den fazla uçağı bulunuyor. Halihazırda teslim edilmiş bu uçakların yanında alınmış siparişlerle birlikte E-Jet sayısının bin 400’ü bulması kesinleşmiş durumda.
 
Bu seri, büyük havayollarının yanında düşük maliyetli ve bölgesel ulaştırma hizmeti veren diğer havayollarına da hitap ediyor. Borajet çift pervaneli ATR’lerin yerine E-Jet’leri geçirerek, yolcu sayısının geçen sene yüzde 15 arttığı Türkiye’nin havayolu pazarındaki fırsatları daha iyi değerlendirebilecek. E-190’ın yerine geçeceği pervaneli uçaktan farklı olarak jet olması, daha hızlı gitmesini ve beş saate kadar uzun uçuşları yapmasını sağlıyor.
 
Borajet gibi yeni fırsatların peşinden gitmeye niyetli havayolu şirketleri, bu dönemde Embraer’in en gözde müşterileri. Servisini genişletmek ve yeni servisler sunup bunları geliştirmek için uçak alma yoluna giren müşteriler, 2008’de 165 ticari uçak teslimatı gerçekleştirmişken 2013’de 90’da kalan Embraer’in uçak sayısını artırması için de bir fırsat oluşturuyor. Bu, Embraer’in geneli için de önem taşıyor.
 
Embraer’in üç iş birimi arasında ticari havacılık toplam cironun yaklaşık yüzde 55’ini temsil ediyor. İş jetlerinin payı yaklaşık yüzde 35 ve kalanı da savunma sektöründen geliyor. Bölgesel ulaşımda kullanılan modeller arasında E-190 ve E-195 gibi daha uzun menzilli uçakları da bulunduran ticari jet alanı, ABD ve Avrupa’daki durgunluktan en hissedilir etkiyi görüyor. Silva, “Avrupa biraz büyüme göstermeye başladı ama bu hâlâ çok düşük. Sanırım en kötüsü geride kaldı ama istenen duruma ulaşma konusunda yolun çok başında. Durumun iyileştiğine dair işaretler var ama bu aşamalı olarak gerçekleşecek ve uzun zaman alacak sanırım. Almanya daha iyi görünüyor ama diğerleri yukarıya çıkma çabası içinde” diyor.
 
Doğu Avrupa ülkeleri, Batı Avrupa’ya göre daha yüksek büyüme hızlarını yakalasalar da içinde bulunulan durumun acısını çekiyorlar ve eski büyüme hızlarından uzaklar. Ancak Silva buradaki duruma daha olumlu bakıyor: “Havayolu taşımacılığı alanında fırsatlar var ve belirli ülkelerdeki havayolu şirketleri filoların iyileştirilmesi ile eski jetlerin yenileriyle değiştirilmesine yatırım yapıyor. Doğu Avrupa ve Türkiye’nin büyüme hızları daha tatmin edici” diyor.
 
Embraer’in tek sıkıntısı pazarları ile ilgili değil. Şirketin Brezilya’da yaptığı üretimde maliyet sürekli olarak yükseliyor. Silva, “Her şirketin verimliliği yakalaması gerekiyor ama Brezilya’da bizim işgücü maliyetleri anlamında giderek artan bir yükü sırtlamamız gerekiyor” diyor. Brezilya’da yüzde 4’ten yüzde 6’ya yükselen enflasyon oranı Embraer’in üretim maliyetlerine doğrudan yansıdı. Brezilya’da yasa gereği her sene çalışan ücretleri, enflasyonun üzerine iki puan eklenmesiyle artırılıyor. Bu yüzden Embraer, yüzde 6’lık enflasyonda yüzde 8’lik bir yıllık işgücü maliyeti artışı ile karşılaşıyor. Öte yandan Brezilya’nın para biriminin dolar karşısındaki değerinin sabit olması Brezilya’nın ihracatını yukarı çekse de bu dengeler içinde işgücü maliyetinden kaynaklanan baskı çok fazla artmış oluyor. Bunun çözümü geliri artıracak hareketli pazarları bulmak olarak görülüyor.
 
Silva’nın Türkiye ile ilgili büyüme beklentileri sadece Borajet ile sınırlı değil; Türk Hava Yolları’nın da denediği jetleri beğenmesini bekliyor. EMEA Başkanı, “İşimizi sürekli geliştiriyoruz ve örneğin Doğu Avrupa’da şimdiden çok sayıda müşterimiz var. Borajet ile önemli bir iş yapıyoruz. Bölgede gelecekte elde edeceğimiz genişlemede, Borajet’in yanısıra uçaklarımızı denemekte olan Türk Hava Yolları’nın da rol oynamasını bekliyoruz. Kesinlikle başka ülkelerdeki işlerimizi de sürdüreceğiz” diye daha açık bir resim de çiziyor.
 
Kendisi de gelişmekte olan bir ülke olan Brezilya’nın uçak üreticisi, uzun yıllardır hedeflediği Ortadoğu’da, Doğu Avrupa’da, Asya ve Çin’de çok önemli bir varlığı elde etmiş durumda.
 
Gelişmekte olan ülkeler ve özellikle Brezilya ileri teknoloji çekme konusunda çok başarılı değilken, Embraer ülkenin bu görünümünü de değiştiriyor. Embraer E190 jetler özelinde bakılırsa, bu uçaklar tamamen dijital kokpit donanımı, elektronik uçuş kontrol sistemi, CMC (merkezi bakım yönetim sistemi) ve ACARS (uçak iletişim adresleme ve raporlama sistemi) gibi yeni jenerasyon teknolojik donanımları ile ön plana çıkıyor.

 

“Teknoloji çok hızlı değişiyor ve bize daha derine inerken aynı zamanda daha hızlı hareket etmeyi sağlayan bir araç sunuyor” diyen Silva, “Malzeme kullanarak maketler yapıp kalıplar çıkarmak yerine her şeyi sanal ortamda gerçekleştirebiliyoruz. Örneğin, bir grup mühendis, geliştirme sırasında kablolar başta olmak üzere uçağın parçalarının birbirleriyle doğru etkileşimde bulunacak şekilde yerleştiğini bu aracı kullanarak belirleyebiliyor. Bunu yapmak için bir uçak inşa ederek bakmaları gerekmiyor. Bu hem süreçleri hızlandırıyor, hem de gerçek zamanlı olduğu için verimlilik sağlıyor. Bir sorun çıkması durumunda anında müdahale edebiliyorsunuz” diyor.
 
İşin sürdürülebilirlik tarafında da teknoloji önemli rol oynuyor. Embraer’in çok kritik bir konu olan bakım alanında çalışan dev bir organizasyonu var ve teknoloji sayesinde bu dev organizasyon Brezilya’daki merkezden yönetiliyor ve 7/24 faal durumda tutuluyor. Bakım çok kritik bir başarı faktörü.
 
Silva, “Faaliyet gösterdiğimiz her ülkede bu işle ilgili teknik personelimiz ve mühendislerimiz bulunuyor. Dünyanın her yanına yayılmış depolarımızda yedek parça tutuyoruz. Bunun nedeni yedek parça ihtiyacı olan müşterilerimizin üç, dört ve hatta beş gün beklemek zorunda kalmasını engellemek. Bu iş bir parmak şıklatmak kadar hızlı olmalı” diyor.
 
Bu nedenle, Embraer stratejik olarak birçok bölgede kurulmuş depoları ile gerek duyulan parçanın müşterilerine sadece birkaç saat içinde ulaştırılmasını sağlıyor. Embraer’in müşteri destek merkezindeki ve sahadaki mühendislerine destek veren merkezdeki mühendis kadrosu da aynı şekilde çalışıyor. Bu saha ve merkezin bir arada içinde olduğu ortak bir yapı ve işlerin yolunda olmasının güvencesini oluşturuyor.
 
Borajet de bu organizasyondan yararlanıyor olacak. Bu da Türkiye’ye giriş yapan Embraer ile ilgili en önemli kalite kontrol testi olacak.