Ekonomistler faiz kararını ‘sürpriz’ olarak yorumladı

0
29

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) bugün gerçekleştirilen temmuz toplantısında politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 17,75 seviyesinde sabit bıraktı.
• Merkez Bankası faiz kararını açıkladı
AA muhabirine faiz kararını değerlendiren ekonomistler, piyasada 100 baz puanlık artış beklendiğini, bu nedenle kararın sürpriz niteliğinde olduğunu söyledi.
Halk Yatırım Araştırma Direktörü Banu Kıvci Tokalı, Merkez Bankası’nın sürpriz bir şekilde politika faizini sabit tuttuğunu belirterek, “Her ne kadar para politikasını uzunca bir süre sıkı tutacağını dile getirse de; sıkılaşmada ek adımın gelmemesinde, iç talepteki yavaşlama, şimdiye kadar faiz artırımlarının gecikmeli etkileri ve maliye politikasından beklenen katkının etkili olduğu söylenebilir.” ifadelerini kullandı.
Bu durumda, temmuz enflasyonunun daha kritik bir duruma geldiğine dikkati çeken Tokalı, işlenmemiş gıda fiyatlarında gözlemlenen aşağı yönlü düzeltmenin bir nebze rahatlatıcı olduğunu ancak enflasyon görünümünde kalıcı iyileşme için yeterli olmadığını söyledi.

Ölçülü faiz artışı piyasa beklentilerinin çıpalanması açısından önemliydi”
İş Portföy Başekonomisti Nilüfer Sezgin de ölçülü bir faiz artırımı yapılmasının piyasa beklentilerinin çıpalanması açısından önemli olduğunu belirtti. Toplantı özetindeki değerlendirmelerin faiz artırımı olmadan pas geçilmesinin gerekçesinin “ekonomide başlayan yavaşlama” olduğuna işaret edildiğini söyleyen Sezgin, şöyle devam etti:
“Aslında, enflasyon baskısı artmış olsa da, Merkez Bankası’nın faiz artırımı yaparak hali hazırda artan finansal istikrar riskini daha da pekiştirmek istememesi sürpriz kararın arkasında yatan sebep olarak anlaşılıyor. Ancak, burada kur ve beklenti yönetimi açısından da hassas bir denge var gözetilmesi gereken. Faiz artırımının olmaması risk primi kanalıyla finansal istikrar riskini dönüp daha da fazla artırabilir. Bu anlamda da ölçülü bir artırımın fayda zarar analizi yapıldığında faydası öne çıkabilirdi diye düşünüyorum. Diğer yandan, uzun süre sıkı duruşun korunacağı vurgusu yapılmış. Bu da ekonomi yavaşlasa ve enflasyon düşüşe geçse bile Merkez Bankası’nın aceleci olmayacağını göstermesi açısından elbette olumlu.”
Sezgin, kısa vadede enflasyonda anlamlı bir düşüş beklenmediğinden pratikte yatırım ortamına katkısının olmasını beklemediğini söyledi.
Mali disiplin konusunda yapılacak açıklamaların bu karar sonrasında daha da kritik hale geldiğini vurgulayan Sezgin, “Beklentilerin ve risk priminin kontrol edilebilmesi için öne çıkan aktör Merkez Bankası yerine hükümet tarafından alınacak kararlar olabilir. 31 Temmuz’da yayınlanacak olan Enflasyon Raporu ve TCMB Başkanı Murat Çetinkaya’nın sunumu bankanın ekonomiye bakışı ve temel varsayımları anlamında daha aydınlatıcı olacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.

“Piyasa için hayal kırıklığı oldu”
QNB Finansinvest Başekonomisti Burak Kanlı ise, TCMB’nin faizde bir değişikliğe gitmemesinin piyasa için büyük bir hayal kırıklığı olduğunu söyledi.
Son dönemde TCMB’nin aldığı faiz kararları ve söylemlerin bankanın enflasyondaki bozulmaya net bir şekilde tepki vereceği beklentisini doğurduğunu ifade eden Kanlı, şunları kaydetti:
“Karar metninde ekonomideki yavaşlamaya yapılan vurgudan da anlaşıldığı gibi TCMB’nin beklenenin üzerinde bir yavaşlamadan endişe duyduğu anlaşılıyor. Bunun yanı sıra, yine karar metninde maliye politikalarının enflasyon görünümüne vereceği katkının gelecek dönemde alınacak kararlarda etkili olacağı ifadesi de bankanın maliye politikasında ciddi bir sıkılaşma beklentisi içinde olduğunu gösteriyor.”
Kanlı, bu kararın ardından TL ve Türkiye piyasalarına dair algının önemli oranda bozulmasını beklenebileceğini belirterek, “Kurdaki değer kaybı ve yatırımcı güvenindeki bozulmanın iktisadi faaliyet üzerindeki olumsuz etkisi önümüzdeki dönemde faiz artışının çok ötesinde olabilir.” diye konuştu.
“Enflasyonla mücadelede gözler maliye politikasına çevrildi”
Tacirler Yatırım Araştırma Müdürü Özlem Bayraktar Gökşen de, kurum ve piyasa beklentisinin 100 baz puan artırım yönünde olduğu bir yerde PPK kararının sürpriz niteliğinde olduğu belirtti.
Bu çerçevede aslında karar metninin önemli olduğunu vurgulayan Gökşen, “Karar metnine bakıldığında ise aslında enflasyon konusundaki endişelerin halen devam ettiği görülürken, ek olarak aslında iç talepteki aktivitenin yavaşlama sinyallerinin fiyat istikrarı tarafına destek verici nitelikte olabileceği iması bulunuyor. Buna ek olarak sıkı duruşun uzun bir müddet korunacağına ilişkin söylem dikkati çekiyor. Burada anlaşılan ise politika faizinin ‘ek artışa gerek duyulmadıkça’ bu seviyede uzun bir süre tutulacağı yönünde.” ifadelerini kullandı.
Gökşen, aslında enflasyonla mücadele tarafında artık gözlerin maliye politikasına çevrilmesi gerektiği yönünde mesaj alındığını söyledi.