Duayen Girişimci

0
84

Maslak 42 binasının Aksoy Holding’e ayrılan kapısından içeri girdiğinizde, Hüseyin Avni Lifij tablo ve heykellerinden oluşan çarpıcı koleksiyondan birkaçını görmek iyi geliyor. Çünkü Maslak’ta yükselen binalar arasında sanatın soluk aldığı bu özel bina, iş hayatından bir sergi alanına ışınlıyor sizi..Turcas Petrol ve Aksoy Holding Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Aksoy ile  Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümünün 79.  yıldönümünde bir araya geliyoruz. Röportaj, geçmişten günümüze bir tahlil olmakla beraber Cumhuriyet döneminde Atatürk ile beraber kazanılan değerlerin, günümüze aktarılması konusundaki fikirlerin anlatıldığı bir ders formatında geçiyor aynı zamanda.

Altı kardeşiyle Türkiye’nin zor koşullarına denk gelen dönemde büyüyen Aksoy, çalışkan bir öğrenci olarak dikkat çeker. Girişimci yönü ise daha sonra fark edilir. Oldukça çalışkan bir öğrenci olması, annesinin küçük yaşta onu iş deneyimi kazanması için bir kunduracının yanına vermesine engel olmaz. 7 yaşına geldiğinde Erzurum ve civar şehirlerde kereste, odun ve kömür satışı yapan tüccar babası Osman Aksoy ile çalışmaya başlar. 1940’ların sonunda ailesiyle geldiği İstanbul’da, Kabataş Lisesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik ve Elektronik Mühendisliği bölümlerini okur. İş hayatına ise ağabeyi Erol Aksoy ile küçük çaplı inşaat projeleriyle başlar.

1971 yılında İstanbul, Sarıyer’de Mobil Oil satıcısı, bayisi olarak bir akaryakıt istasyonu açıp, bu istasyondan balıkçı gemilerine satış yapma fikri, onun girişimci yönünü öne çıkarır. Ardından Sarıyer, Rumeli Feneri’nde bir istasyon daha açıp, bu alanda başarılı olur. Aksoy, Mobil Oil Türkiye ile ilişkilerini bir adım öteye taşıyarak, nakliye işine girer ve böylece, Mobil Oil ürünlerini taşımak amacıyla küçük bir tanker alarak, ilk başlarda ülke çapında hizmet verirken daha sonra dünya çapında faaliyetlerini genişletir. On yıl içerisinde işlerini başarılı bir şekilde büyüterek, kimyasal yük tankerleri, büyük ve orta kuru yük gemileri ve RoRo gemileri (Türkiye’de ilk) dahil 14 gemisi ile Türkiye’nin en büyük armatörleri arasında yerini alı.

Yalınayak lüks’ konseptini Bodrum Tilkicik’e getiren proje
Bugün Aksoy Holding, üç ana iş kolunda (Petrol&Enerji, Turizm&Gayrimenkul, Uluslararası Ticaret) agresif büyüyor. Turcas Petrol’un akaryakıt ve madeni yağlar sektöründeki başlıca iştiraki olan Shell & Turcas Petrol A.Ş. Fortune 500 Türkiye listesinde, satış hacmi bazında 2016 yılında sektörün üzerinde büyüme gösterdi ve 16,8 milyar TL satış hasılatı ve 242 milyon TL net kâr elde etti. Elektrik üretimi iş kolundaki ortağı RWE & Turcas Güney Elektrik Üretim A.Ş. (RTG)’ye ait, Türkiye’deki en yüksek verimliliğe sahip doğalgaz kombine çevrim elektrik santrallerinden biri olan 800 megawat kurulu güce sahip Denizli santralinin net satışları ise 2016’da 801 milyon TL’ye ulaştı. Aksoy’un enerji ve elektrik dışında önem verdiği konulardan biri de turizm ve gayrimenkul. Conrad İstanbul Bosphorus, 70 milyon dolar büyüklüğünde bir yatırımla 2016 itibariyle baştan aşağı yenilendi. Gayrimenkul sektöründeki en önemli girişimi olan Bodrum Yalıkavak’taki Epique Island Villa-Otel-Marina projesi ise 200 milyon euro büyüklüğünde bir yatırımı kapsıyor. Projenin mimari tasarımında, birincil hedef olan rahatlığın yanı sıra sürdürülebilirliğe de aynı ölçüde önem veriliyor. Villalar, mekanik sistemlere bağımlılığı azaltacak şekilde doğal yaşam konseptine dayandırılarak iç yaşam alanları, dış mekanlar ile bütünleştiriliyor. Villalarda yaşam stilini tamamlayan son teknoloji kontrol sistemleri sayesinde, enerjinin optimum düzeyde kullanılması amaçlanıyor. 2018’de villalar etabı tamamlanacak olan yatırımın otel ve marina kısmı en geç 2020 itibariyle tamamlanacak.

Diyarbakır- Şanlıurfa 4.0 Endüstri Parkı
Holdingin üçüncü iş kolu olan Uluslararası Ticaret alanında ise; Irak ve Suriye başta olmak üzere Ortadoğu Bölgesi, Aksoy’un odaklandığı bölgeler. İşte tam da bu bölgenin konuşulduğu anda odasından hazırladığı özel bir sunum dosyasını getirip, heyecanla anlatmaya başlıyor Aksoy. Türkiye’nin küresel ekonomideki yüksek lige geçmek için farklı bir sanayileşme modelini benimsemesi gerektiği konusunda hem projeyi hem de hedeflerini anlatıyor. Aksoy, özellikle Çin ve Güneydoğu Asya ülkelerini örnek veriyor. Bu ülkelerin 20 yıl içinde katma değeri yüksek ürünleri ihraç etmeyi amaçlayan modelleri yani sanayi parkı modeliyle öne çıkardıklarına değiniyor ve şöyle devam ediyor: “Singapur sanayileşme sektöründeki bilgi ve ağları ile örnek bir ülke. Tek bir damla petrole bile sahip olmayan Singapur Jurong Adaları, bu model sayesinde dünyanın en büyük üç rafine ve petrol ticaret merkezlerinden biri haline geldi. Suzhou şehri sıfırdan inşa edildi. Petrokimya sanayisindeki atılımları bu ülkeyi kısa sürede öne geçirdi. Biz de bunu Doğu ve Güney Doğu Bölgesi için yapabiliriz. Proje potansiyel olarak 100 binden fazla iş yaratabilecek kapasitede. 10 yılda Diyarbakır’ın yarısına inşa edilecek ve 10 yılda kurulacak olan yeni şehirde kurulacak ekosistem vasıtasıyla sadece yöre halkına değil, aynı zamanda Suriyeli mültecilere de doğrudan istihdam olanakları sağlanabilir. Mülteci sorununu çözerken ve terörizmi tamamen ortadan kaldırırken refah ve barış yaratacak projelerden biri olarak bu projeyi görüyorum.”

Projenin etkisinin Türkiye ekonomisi için ekonomik sonuçlardan çok daha fazla olabileceğini de vurgulayan Aksoy, “Trump yönetimiyle de biraraya geldim. Onlara da bu projenin Ortadoğu vizyonuyla çakıştığını söyledim. Eğer ABD ve Avrupa mülteci krizinin çözülmesini istiyorlarsa, o zaman bu projeyi desteklemeliler. Kriz merkezi olmaktan ziyade ‘refah merkezi’ olan bir Ortadoğu yaratmalıyız. Proje, yüksek teknolojili endüstrileri, özellikle yazılım odaklı bilgi teknolojisi ve biyo teknoloji endüstrilerini cezbediyor. İnovasyonu ve girişimciliği teşvik ediyor” bilgisini paylaşıyor. Aksoy ayrıca, “Tarihi İpek Yolu üzerinde yer alan ülkeler ile siyasi, ekonomik, ticari, sosyal ve kültürel ilişkilerimizi geliştirmeye yönelik tüm girişimlerimizi sürdürecek, ‘Orta Koridor’ girişimimizin hayata geçirilmesine yönelik politikalarımızı yoğunlaştıracağız. Çin’le stratejik işbirliği, Japonya, Kore Cumhuriyeti, Endonezya, Malezya ve Singapur ile stratejik ortaklık düzeyine yükselttiğimiz işbirliğimizi daha da ileri bir noktaya taşımayı öngörüyoruz. GAP, DAP, KOP, DOKAP gibi bölgesel eylem planları kapsamındaki projelere öncelik vereceğiz. Sulamalar tamamladığında GAP, gıda üreten ve dünyaya ihraç eden bir ‘üretim ve ihracat merkezi’ haline gelecektir” diyor. Aksoy, Singapur’un kamuya ait danışmanlık şirketi Surbana Jurong ile ortaklık imzalamış. Nerdeyse 50’nin üzerinde sanayi parkı projesinin uygulanmasına ilişkin kapsamlı deneyime sahip altyapı ve kentsel gelişim projesini birlikte yürütecek ve Surabana Jurong’u ile Diyarbakır’ın güneydoğu illeri ile Şanlı Urfa arasında bir petrokimya sanayi parkı kurmak için hazır.

Mühendis, koleksiyoner ve girişimci,
Bu projelerden arta kalan zamanında Aksoy, Hüseyin Avni Lifij ve Timur Kerim İncedayı tablolarından oluşan koleksiyonu için zaman ayırıyor. Aksoy, 2016-2020 döneminde, uzun vadeli portföy çeşitlendirme stratejisi doğrultusunda, hidroelektrik, rüzgâr, güneş, ithal kömür ve yerli linyite dayalı elektrik üretimi yatırım fırsatları ile üniversiteler ve tekno kentlerle ortak Ar-Ge çalışmalarını yakından takip etmeyi planlıyor. Holding hedefi olarak ihracat ve transit ticaret hacminde ve hizmet verdikleri sektörlerde her sene en az yüzde 10 seviyesinde büyüme hedefinden bahsediyor. Türkiye’nin değişkenlikleri kontrol edilemeyen sürprizlerle dolu bir ülke olduğunu söyleyen Aksoy, “Dünya artık öyle bir noktada ki globalden yola çıkıp kendimize bakıyoruz. Global ne yapıyor, ülke ne durumda biz ne yapıyor çok daha önemli” diyor. Aksoy, kendisini Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da iyi işler yapmaya ve bu bölgeleri kalkındırmaya yönelik çalışmalara adamış durumda. Bu işler sırasında en büyük yardımcıları oğlu ve kızı. Şirket içinde kurduğu kurumsal yapı şirketin en önem verdiği konu. Motto ise sürdürülebilir iş modelleri ve inovatif yaklaşımlar. Aksoy’un gelecekteki en büyük hedefi, Diyarbakır-Şanlıurfa 4.0’ın başarısını, bölgedeki diğer ülkelerde de benzeri projelerin hayata geçmesine öncülük edecek, o ülkelerde kurulacak Endüstri Parkları ile ortak değer zincirleri oluşturularak bölgesel kalkınma sağlayacak bir iş modeli haline getirmek.