Dijital ihracat çağı

0
80

BARCELONA’DA DÜZENLENEN GSMA MOBIL DÜNYA KONGRESI’NDE (MWC) Turkcell Genel Müdürü Kaan Terzioğlu, “Bugün Türkiye’nin dijital ihracat kapasitesini ve Turkcell’in burada nasıl önemli bir rol oynayabileceğini ele alacağız” sözleriyle sunumuna başlarken fuar alanında ilk kez yer alan Turkcell standı tam olarak doluydu. Üstelik bu doluluk bu sefer Türklerin Türklerle bir araya gelmesinden kaynaklanan bir kalabalık değildi. Hemen önümdeki sırada yer alan Samsung yöneticileri ve sıranın diğer tarafındaki Huawei temsilcileri, sadece izleyici ve medya değil teknoloji oyuncuları tarafında da konuya ilgili bir kitlenin mekana toplanmış olduğunu gösteriyordu.
2015’te başlattığı dönüşüm stratejisiyle dünyanın ilk dijital operatörü haline gelen Turkcell, tüm dünyadan milyonlarca kişi tarafından kullanılan servislerini Lifecell Ventures çatısı altında tüm operatörlerin kullanımına sunarken Türkiye’nin birden çok hedefini adreslemek gibi önemli bir adımı atıyor. Bunlardan en önemlisi, dijital ihracat ile Türkiye’nin dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasında yer alma hedefine katkı sunulması. Listeyi uzatmak mümkün ama bizim için dikkat çekici olan diğeri ise, Türkiye’nin dünya çapında teknoloji tedarik eden bir oyuncu olarak anılması olacak. Terzioğlu’nun unvanın “Turkcell Genel Müdürü ve Lifecell Ventures İcra Kurulu Başkanı” şeklinde güncellenmiş olması, Terzioğlu’nun Lifecell Ventures’a verdiği öneme de işaret ediyor.
Terzioğlu, “Çevrede gelecek hakkında konuşan birçok oyuncuyu görebilirsiniz. Biz bugünden bahsediyoruz. Burada gördüğünüz her şey müşterilerimiz tarafından kullanılmaya ve deneyimlenmeye hazır ürünlerden oluşuyor” derken bunların tümünün günün bin 440 dakikasından daha fazlasına dokunabilmeyi hedeflediğini gizlemiyordu.

ŞU ANDA 192 ÜLKEDE SERVIS SUNAN bir telekomünikasyon operatörü olan Turkcell’in yeni açılımı, Lifecell Ventures kod adının altında yer alıyor. Lifecell Ventures’ın iş olarak karşılığını anlamak için standdan bir anlığına uzaklaşıp Terzioğlu’nun bakanlara ve kamu kurumu düzenleyicilerine yönelik programın ana oturumunda yaptığı konuşmaya gitmekte yarar var. Terzioğlu, “İletişim sektörü, içinde bulunduğumuz Endüstri 4.0 dönüşümünün taşıyıcısı. Sadece kendi işimizi değil, tüm sektörleri dijitalleştirerek ekonomiyi büyütecek olan taraf bizleriz” sözleriyle vizyonunu ortaya koyarken Lifecell Ventures’ın bu vizyon içinde nereye oturduğunu, “Telekom sektörü, sadece bizde bulunan yetkinlikleri kullanarak dijital dünyada büyük farklar yaratabilir. Güvenli, zengin, yerelleştirilmiş ve uçtan uca kesintisiz deneyim sağlayan dijital servislerimizle, müşterilerimizin hayatının her anında bulunuyoruz. Bu konuda geçmişte küresel internet oyuncularının başarılarını seyreden bir sektörken, bugün yerel ölçekte de eşsiz içerik sunan servislerimizle yeniden sürücü koltuğundayız. Turkcell’e 2017’de yüzde 23,4 büyüme getiren bu modeli Lifecell Ventures şirketimizle artık dünyaya da ihraç ediyoruz” sözleriyle açıklıyor.

Terzioğlu’nun sözlerinin arkasındaki dünya sözcüklerin çok ilerisinde. Lifecell Ventures modeli, Turkcell’i ihracatı dijitalleştirerek elektrikli otomobil çağına taşıyan oyun kurucu pozisyonuna taşıyor. Elektrikli otomobil Türkiye’nin stratejisinde kendi markası ile üretme projesi olarak önemli yer tutan bir ürün olsa da, Türkiye’de gelişen ekonomi ve üretim felsefesi bununla eş düşmeyecek derecede imtiyaz verme odaklı gelişiyor. Global pazarda ileri teknoloji ile operatörlerin merkezinde yer aldığı bir sistem içinde servis verme, Turkcell’i ve dolayısıyla Türkiye’yi bir diğer açıdan güçlü bir global oyuncu haline getirme potansiyeline sahip.
Bu bir yandan, kilogram değeri son yıllarda aşağı doğru giden ihracatımızı daha değerli hale getirirken diğer yandan da ihracatın kilogram değeri diye bir kavramı kadük hale getirecek. 2014’te 1,59 dolar ile zirve yapan ihracat kilogram fiyatı, 2015’te 1,44 ve 2016’da 1,37 dolara gerilerken Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre 2017’de 1,28 dolara düştü. Doların son rallisinin ardından burada çok daha karanlık bir tablo ile karşılaşacağımız aşikar.

Dünyanın her yanında şebekeler üstü servisler (Over the Top-OTT) çarpıcı işler yaratıp değer yaratır ve buna bağlı olarak bunları geliştiren şirketler yüksek piyasa değerlerine ulaşırken operatörler sadece altyapı hizmeti vermek gibi kısıtlı bir alana sıkışma kaderi ile karşı karşıya bulunuyor. Turkcell’in Lifecell Ventures ile 
geliştireceği modelin tutması, Turkcell’i, bu alanda operatörlere çıkış yolu sağlayacak bir iş modeli inovasyonunu gerçekleştiren Türk şirketi olarak da dikkat çekici bir noktaya taşıyacak.

Terzioğlu’nun MWC’de sarf ettiği “Dijital yetkinliklerle güçlendirilmiş telekom oyuncuları bu dönüşümün ve büyümenin temelini oluşturacak” sözleri, kendisinin de bu hedefe yöneldiğine işaret ediyor. Üstelik Turkcell bu konuda sadece bir vizyoner kuruluş ya da danışmanlık şirketinden çok daha fazlasını sunma gücüne sahip. MWC’de BiP, fizy, Dergilik, Lifebox, Hesabım, Paycell, Hızlı Giriş, Upcall ve RTM gibi servislerini dileyen tüm operatörlerin kullanımına sunduğunu açıklayan Lifecell Ventures, Kopilot ve Akıllı Tarım alanındaki çözümlerini de sergiledi. MWC’de Lifecell Ventures standını ziyaret edenlerin sayısının 10 bini aşması ve 4 bin kişinin de Lifecell Ventures’ın servislerini birebir deneyimlemesi dikkate alındığında markanın şimdiden iyi bir görünürlük elde ettiği de görülüyor.

BU UYGULAMALARIN YARATTIKLARI değere bakılınca, ürünlerin konumlanmasının geleneksel operatörlerden çok OTT’lere yakın olduğu görülüyor. Şubat ayında BiP’in bir para gönderme aracına dönüştürülmesi bu yaklaşım farkının en açık göstergelerinden birini oluşturuyor.
Turkcell’in mesaj gönderir gibi para gönderme şeklinde tanıttığı bu servis, tek cümleyle anlatılabilecek kadar basit olmasıyla da dikkat çekiyor. Turkcell, servisini “Mesaj yazmak kadar kolay ve hızlı şekilde para transferine imkân veren BiP ile iBAN ya da hesap numarasına gerek duymadan artık sadece telefon numarasıyla para gönderilebiliyor” ifadesiyle anlatıyor. Anlık mesajlaşma uygulaması olarak hayatımıza giren BiP’i, “bir iletişim ve yaşam platformuna” dönüştürme hedefi ile hareket eden Turkcell’in getirdiği yeniliğin değeri banka hesap bilgilerine ihtiyacı ortadan kaldırmasından geliyor.

Terzioğlu’nun şubat ayında bu servis için sarf ettiği “BiP’ten görüntülü görüşme, anlık karşılıklı takip ve BasKonuş gibi özellikleri birçok küresel mesajlaşma uygulamasından önce hayata geçirdik. Şu an BiP’in 6 kişiye kadar video konferans yapılabilen inovatif bir özelliği de bulunuyor. Yepyeni özelliğimiz para transferiyle yine bir ilke imza atmış olduk. Artık BiP’le mesaj gönderir gibi para gönderilebiliyor. Türk mühendislerinin geliştirdiği BiP küresel marka olma yolunda hızla ilerliyor. Yakın zaman içerisinde ikinci telefon numarası tanımlama, ev veya iş telefonu ile faks numarasını ekleme gibi yeni özellikler de BiP’te aktif hale gelecek. Eklenecek bu yeni özellikleriyle BiP dünyanın ilgisini çekmeye devam edecek” şeklindeki sözleri, Barcelona çıkarmasına prelüd niteliği taşıyormuş.

Barcelona’da BiP’in yanısıra sahne alan ürünler arasında dikkat çekici olanlardan biri, paylaşım ekonomisinin gelişmesi ve ulaşımda daha fazla yer almasıyla birlikte değeri artacak Kopilot oldu. Aracın performansı ve sürüş deneyimiyle ilgili bilgilerin gerçek zamanlı izlenmesini sağlayan Turkcell’in bağlı araç çözümü Kopilot, klasik bir araç takip hizmetinin çok ötesinde; kullanım detayları, seyahat günlüğü, sürücü davranışı, sürüş modları ve bildirimleriyle aracınızla ilgili her şeyi kontrol altında tutmanızı sağlıyor. Kopilot ayrıca, marka işbirliği ekosistemiyle kullanıcılara aracıyla ilgili avantajlı fırsatlar ve Turkcell’in OTT hizmetleri vasıtasıyla kişiselleştirilmiş bilgiler sunarak sürüş deneyimini üst seviyeye çıkarıyor.

Bir diğer çarpıcı uygulama ise, Akıllı Tarım Servisi. Bu servisin Barcelona’daki tanıtımı, “Türkiye’deki tarım faaliyetlerinin teknolojik olarak desteklenmesi konusunda büyük rol oynayan ve hem bireysel hem de profesyonel tarımın verimliliğini artıran Akıllı Tarım Servisi çiftçilere tarlada yetiştirmekte oldukları ürünleriyle ilgili bilgi akışı sağlıyor. Akıllı Tarım cihazı, tarladaki mahsulde verimliliği arttırmak ve mahsul kalitesini yükseltmek için çiftçiye çevre, hava ve toprak koşullarıyla ilgili bilgi akışı sağlıyor, ortaya çıkan riskli durumları analiz ederek tarlanın sulanması ya da ilaçlanması gerektiğini çiftçiye cep telefonuna kurulan mobil uygulamayla önceden bildiriyor” şeklinde yapıldı.


Bütün bunlar Turkcell cephesinde inovasyon olsun diye atılan keyfe keder adımlar değil. Turkcell’in kendisini ve diğer operatörleri kaçınılmaz sondan kurtarmak için alınan zorunlu aksiyon boyutları da bulunuyor.
TERZIOĞLU, “Telekom operatörleri sadece altyapı servisleri sağlamaya devam ettiği sürece maliyet kalemi olmaktan öteye geçemeyecekler. Telekomünikasyon sektörü talep hakkında şikayet eden tek sektör olarak öne çıkıyor. Bu aslında hızla artan data talebini gerçek anlamda gelir elde edilebilecek inovatif ürün ve servislere dönüştürememekten kaynaklanıyor. İşte bu noktadan yola çıkarak geliştirdiğimiz ürün ve servislerle çözüm sunuyor aynı zamanda da dijital ekonomilerin gelişimine katkı sağlıyoruz” diyor.

Büyük resimde ise ülkelerin kendi verilerini kendi ellerinde tutması gerektiğini gören Terzioğlu, değişen paradigmayı insanın gözüne sokacak kadar açık ifade ediyor: “Data günümüzün petrolü gibi gücün ana kaynağı haline geliyor. Nasıl ki ham petrol yerine rafine edilmiş petrol daha çok getiri sağlıyor ise data da öyle. Eğer datanızı doğru biçimde saklayıp, işleyerek inovatif ürün ve servislere dönüştüremiyorsanız kaybediyorsunuz demektir. Herkes artık datanın gücün kaynağı olduğunda hemfikir. Ancak birileri bunu kullanıp dijital bir hegemonya kurmayı başarıp dünyadaki tüm ülkelerin datasının sadece iki küresel dev tarafından işlenmesi formülünü buldu. Ama artık bunun değişme zamanı geldi” diyor.

Değişen sadece bu değil. Operatörlerin oynaması gereken oyun artık, kullanıcılar ile ne kadar etkileşim kurulabildiği ile ölçülen bir başarı kriterine dayanıyor ve geleneksel operatörlerin bu konudaki karnesi hiç de iyi değil. Terzioğlu büyük resmi ve kendi pozisyonlarını bu yeni kritere göre değerlendirdiğinde karşısına çıkan tabloyu “Normalde bir Telekom operatörünün müşterileriyle ilişkisi günlük 31 dakikalık arama-aranma süresi. Biz ise ürün ve servislerimizle günün 1440 dakikasının her anında müşterilerimizin yanında olmak istiyoruz. Şu anda Turkcell’de 31 dakikalık arama süresine ek olarak TV+ ile 63, BiP ile 46, fizy ile 24, Dergilik ile 27 dakika daha müşterimizle ilişki kuruyoruz. Buna ek olarak müşterilerimiz Hesabım ve Paycell gibi servislerimiz üzerinde ise her gün milyonlarca işlem gerçekleştiriyor” sözleriyle ifade ediyor.

Lifecell Ventures üzerinden sunulan bu servislerin etkileri de en azından niteliksel olarak ölçülmeye başlamış durumda. Terzioğlu, burada elde ettikleri sonuçları “Lifecell Ventures servislerini müşterilerine sunmaya başlayan operatörler, müşterilerinin veri kullanımında kayda değer bir artış gözlemlerken, tüm operatörlerin kullanımına açık olan servisler sayesinde kullanıcı bazlarını da hızla genişletebiliyorlar. Gelir ve abone başına ortalama gelir ARPU’ya da pozitif etki eden servisler, aynı zamanda müşteri bağlılığının da artmasını sağlıyor. Lifecell Ventures’ın servislerini kullanan operatörler ayrıca, bu servislerin güncellemesini de düşünmek zorunda kalmıyor” şeklinde konuşuyor.

Burada uygulanan model de, yenilikçi boyutu ile dikkat çekiyor. Turkcell teknolojisini geliştirdiği servisleri franchise modeli ile işletilmek üzere diğer operatörlere veriyor. Böylece diğer operatörler işletmeci olarak servisleri sahipleniyor ve daha fazla gelir yaratılması için çaba gösteriyor. Bu iş modeli, paylaşım ekonomisi ve dijital dönemde ekosistem ile çalışma trendlerinin de Turkcell’in lehine etkiler haline gelmesini sağlarken bu şekilde bütün sorunların çözüleceği anlamına gelmiyor.

OPERATÖRLERIN KAPISINDAKI 5G, telekomünikasyon dünyasını bütünüyle değiştirerek yeni fırsatların ve çözülmesi gereken meselelerin ortaya çıkmasına neden olacak. Kongrenin bakanlar ve regülatörlere yönelik ‘Ministerial Programme-Bakanlık Programı’ adlı ilk günkü ana oturumunda 5G’ye geçiş sürecinin yönetilmesi ele alındığı oturumda konuşmacı olan Terzioğlu, 4.5G altyapısı üzerine inşa edilecek olan 5G teknolojileriyle, akıllı şehirlerden tarıma, taşımacılıktan sağlık hizmetlerine tüm sektörlerin büyüyeceğinin altını çizerek bu konuda da hazırlıklı olduğunu gösterdi. “Dijital yetkinliklerle güçlendirilmiş telekom oyuncuları bu dönüşümün ve büyümenin temelini oluşturacak” diyen Terzioğlu, 5G yasal düzenlemeler yapılırken, sektörün öncü rolünün anlaşılmasının ve fiber altyapının genişletilmesinin önemine dikkat çekiyor.

Turkcell, teknoloji tarafında da 5G’ye geçiş sürecinde öne çıkan teknolojilerden biri olan NB IoT’yi (Dar Bant Nesnelerin İnterneti) Ağustos 2017 itibarıyla 4.5G şebekesinin tamamında desteklenir hale getirerek bu yeni dönemde iddiasını sürdüreceğini gösterdi. Turkcell NB IoT ve LTE-M lansmanlarıyla, dünyada da öncü operatörler arasında yer alan Turkcell, NB IoT uyumlu olarak da hizmet verebilen Akıllı Tarım Servisi ile elde edilebilecek sonuçları şimdiden görmeyi de sağladı. Turkcell’in “Bu uygulama sayesinde çiftçiler, 1 futbol sahası büyüklüğündeki alanı tek bir takip cihazıyla gözlem altında tutabilecek. Akıllı Tarım Servisi, toprak ve havanın nem ve sıcaklığını ölçerek oluşturduğu algoritma ile mantar gibi hastalıkları oluşmadan önce haber veriyor, ürünü ne kadar ve ne zaman sulaması gerektiğini bildirerek yüzde 30’a yakın verim artışı sağlıyor” şeklinde ortaya koyduğu bu sonuçlar, Terzioğlu’nun “Biz DNA’sında inovasyon olan bir şirketiz. Dijital servislerimizle de ülkemizin teknoloji açığını kapatıyoruz” sözlerinin de kanıtını oluşturuyor.