Dijital dönüşümde Fujitsu rehberliği

0
63

Münih’te her yıl fuar alanında düzenlenen Fujitsu forumu teknoloji dünyası kadar Almanya’nın Bavyera eyaletindeki bu şehre de damgasını vurmuş durumda; şehrin trafik tabelalarında Fujitsu Forum ibaresinin yer alması, bu Japon teknoloji devinin dünya üzerindeki ağırlığının göstergelerinden biri. Bu yıl 16-17 Kasım 2016 tarihleri arasında düzenlenen, teknolojide bir tür beyin fırtınası diyebileceğimiz forum, dünyanın dört bir yanından Fujitsu yetkilileri, iş ortakları, analistler ve basından oluşan 12 bini aşkın katılımcısıyla -bu yılki rakam- aslında şehrin turizmine de müthiş bir hareketlilik katan bir organizasyon konumunda. Bir şirketin tek başına bunca kişiyi çekebilen bir organizasyona imza atması kuşkusuz küresel önemli bir gücün göstergesi.

Fujitsu Forum’un bu yılki teması “Dijital Dönüşümü Yönlendirmek”ti. Nesnelerin interneti, bulut, süper bilgisayarlar, siber güvenlik gibi pek çok ayağı olan endüstri 4.0’ın iş dünyasını, ekonomiyi ve hatta sosyal ilişkileri yeniden düzenlediği, dijital dönüşümün yaşandığı bir dünyada, bu düzene ayak uyduramayanların, trene binmekte geç kalanların saf dışı kalacakları aşikar. Forum’un konuşmacılarından, Fujitsu’nun iş ortaklarından Deutsche Post DHL Group Tedarik Zinciri CIO’su Dr. Markus Voss’un ifadesiyle “Yap ya da öl” durumu söz konusu. Dijital dönüşüm pek çok fırsat sunmakla beraber, risklerini de beraberinde getirmiş durumda. Nitekim Fortune 500’de yer alan şirketlerin yüzde 50’si 2000 yılından beri birleşme ya da satın almalar sonucu sıralamadan düşmüş durumda ve analistlere göre bunun asıl nedeni, bu şirketlerin dijital bozulmayla ortaya çıkan dönüşüme ayak uyduramamış olması. Yine Fujitsu’nun yaptırdığı global bir araştırmaya göre, iş dünyasının liderlerinin yüzde 52’si, dijital bozulma sonucu kurumlarının mevcut haliyle 2021 yılına kadar ayakta kalamayacağı görüşünde. Yüzde 92’si küresel bir ortamda büyüyebilmek için bir evrim geçirmeye ihtiyacı olduğunu ve yüzde 75’i de, içinde bulunduğu sektörün gelecek beş yılda temelden değişeceğini düşünüyor.
Fujitsu EMEA ve Amerika bölgesi CEO’su Duncan Tait forumda yaptığı konuşmada, dijital bozulma iş modelleri ve gelir akışlarını, operasyonları, müşteri ilişkileri ve hizmetlerini dönüştürürken, tam da bu potansiyelin kaygı yarattığına dikkat çekti. Bununla birlikte, iki yıl öncesine kıyasla ve tam da geçen yıl yaptıkları analizde, iş liderlerinin artık bu konuda kendilerine daha çok güvendiğini ve yalnızca bu yeni dünyada nasıl ayakta kalacaklarını değil, nasıl büyüyeceklerinin de bilincinde olduklarını gözlemlediklerini kaydetti.

Araştırmanın bir diğer dikkat çekici sonucu da, dijital dönüşümün yarattığı zorluklara çözüm bulma sürecinde hangi kesimden en çok yararlandıklarıyla ilgili sorulara verilen yanıtlar. Bu konuda üst düzey yönetici kademesi yüzde 45’le başı çekerken, müşteri kategorisinin de kuruluşlarına yol gösterici kesim olarak yüzde 45’lik bir oranla, yönetim kademesine eşdeğer bir ağırlıkta olması ilginç gözüküyor.

Ancak nesnelerin interneti ve endüstri 4.0’la şekillenen yeni dönemde, üretici-dağıtım zinciri- tüketici şablonundaki keskin sınırların ortadan kalktığı göz önüne alındığında, müşteri kategorisinin ağırlığı hiç de şaşırtıcı değil.

Bu konuda çarpıcı örneklerden biri de, Fujitsu’nun iş ortaklarından olan ve forumda da sunum yapan İspanyol bankası Caixa Bank; online bankacılıkta 5 milyon, mobil bankacılıkta 3 milyon müşterisi ve 60’ı aşkın mobil uygulaması olan Caixa Bank, müşterileriyle olan ilişkilerinde bir tür “finansal süpermarket” modelini benimsemiş durumda; başka bir ifadeyle, banka personeli/müşteri arasındaki bariyerlerin eridiği, müşteriye özel hizmet çözümleriyle ön planda. Bankanın bir diğer özelliği ise İspanya’da, Fujitsu’nun geliştirdiği avuç içi okuma tekniğiyle çalışan ATM’lere sahip olması; Fujitsu’ya ait olan PalmSecure inovasyon, herkesin kendisine özgü avuç içinin damarlarını okumak suretiyle, temassız teknolojiyle ATM’ye erişim ya da mobil cihazlarla işlemlerde güvenlik unsurunu en üst noktalara taşımış oluyor. PalmSecure’un kredi kartı gibi uygulamalarını tamamen ortadan kaldırması bekleniyor. (Bu arada, Fujitsu’nun avuç içi okuma teknolojisinin Türkiye’de SGK’yla anlaşmalı özel hastanelerde de kullanıldığını belirtelim.)

Aslında avuç içi teknolojisi Fujitsu’nun inovasyon sergi alanında da odak noktalarından biriydi; parmak izinden farklı olarak çok daha geniş bir alan olan avuç içindeki damarları taradığı için çok daha güvenilir olan PalmSecure’un aynı zamanda Budapeşte’deki futbol stadyumlarına hooliganların sokulmaması için de kimlik belirlemede kullanıldığı verilen bilgiler arasında.

Nesnelerin interneti/endüstri 4.0’ın şimdiden ağırlığını koyduğu bir diğer önemli sektör de lojistik; forumda söz konusu uygulamalarıyla ilgili bilgiler aktaran, Fujitsu iş ortaklarından Deutsche Post DHL grubu tedarik zinciri CIO’su Dr. Markus Voss, lojistik sektörünün dijitalizasyonda başı çektiğini belirtirken, ihtiyaçların müşterinin talepleri doğrultusunda şekillendiğini kaydetti. DHL’deki uygulamalarda örnekler veren Voss, taşımacılıkta kullanılan drone’ların özellikle coğrafi koşulların, hava şartlarının ulaşımda zorluk yarattığı yerlerde büyük yarar sağladığını belirtti. Kendisi, Almanya’da elektrikli araç kullanımını devreye soktuklarının da bilgisini verdi. Ayrıca raflardan mal indirimi, getirip/götürme gibi tekrarlanan işlerde robot kullanımı zaman ve maliyet tasarrufu sağlarken, “artırılmış gerçeklik” teknolojisi de elleri serbest bırakarak, akıllı gözlüklerle depolarda paketlerin taşıma arabasında nerelere yerleştirileceğinin taranması/belirlenmesi gibi kolaylıklar sunuyor. Goldman Sachs’ın verilerine göre, artırılmış gerçeklik teknolojisinin 2020 yılına kadar 150 milyar dolarlık bir pazar oluşturacağı göz önüne alındığında, bu kategorinin de yeni sürece damgasını vuracağı aşikar. DHL’in yürürlüğe koyduğu bir başka yararlı uygulama da, uzun yol sürüşlerinde sürücülerin bileğine takılı olan bir aygıt; sürücünün yorgunluk, uyku gibi nedenlerden dolayı performansı düştüğünde bir merkeze bağlı olan aygıt sinyal gönderiyor ve merkez de harekete geçerek sürücüyü uyarıyor. Trafik kazalarının önüne geçilmesini sağlayan bu cihazın Türkiye’de, şehirlerarası yolculuk yapan otobüs şoförleri için de kullanılmasını dileyelim.

Kuşkusuz iş dünyasına kârlılık artışı gibi önemli bir avantaj sağlayacak olan bu süreç siber güvenlik çözümlerini de yaşamsal kılıyor. Bu bağlamda Fujitsu, halen Japonya’da uygulamada olan bir dizi güvenlik çözümünü EMEIA (Avrupa, Ortadoğu, Hindistan ve Afrika) bölgesine taşımayı amaçlıyor. SURIENT markası altında kısa süre önce devreye soktuğu Veri Merkezi Güvenlik Çözümleri’ni EMEIA bölgesine doğru genişletiyor. İlk aşamada, devreye giren ise SURIENT MRS. Buna göre, Managed Rack Solution (MRS; Yönetilen Güvenlik Hizmetleri) Fujitsu PalmSecure biyometrik doğrulama teknolojisini kullanarak, bir veri merkezindeki gizli ve hassas işlemlerin güvenliğine erişimi koruma altına alıyor.

Duncan Tait’in de belirttiği gibi, siber atakları önlemek hiçbir zaman mümkün olmayacak ama bu yüzden iş dünyası da faaliyetlerini durdurmayacağı için güvenlik çözümleri sürekli yenilenmek zorunda. Bu alanda da, Fujisu iş dünyasına önemli bir rehber konumunda.