Borusan DNA’sına startup aşısı

0
67

Üç yıl önce inovasyon yolculuğuna çıkan Borusan, bu sürede ortaya çıkan 100’den fazla fikrin 30’unu projeye dönüştürmüş. Bunların altı tanesi artık “kuluçka” şirket, üçünün ise tanıtımı yapıldı. Holdingin gündeminde şimdi bir taraftan yeni fikirler oluşturmak, diğer taraftan mevcut fikirleri ticarileştirme, markalaştırma ve dijitalleşme bulunuyor.
 
Yaklaşık üç yıl önce CEO’su Agah Uğur’un inisiyatifiyle inovasyon yolculuğuna çıkan Borusan Holding, bu çalışmaların meyvelerini almaya başlamış. Bu süreçte ortaya çıkan 100’den fazla fikirden 30’u şu anda proje aşamasına gelmiş. Bunların altı tanesi artık “kuluçka” şirket, üçü ise tanıtımı yapılarak faaliyete geçmiş bulunuyor. Bunlardan ETA 2013 yılında taşımacılık sektöründe özel bir pazar platformu yaratırken, geçen yıl lanse edilen Otomax bireylerin araçlarını nakit ve anında satabilmeleri için oluşturulmuş bir iş modeli. Üçüncüsü ise geçtiğimiz aylarda tanıtımı yapılan Bukoli, online alışverişlere alternatif kargo teslimat hizmeti sunuyor. Bu arada, Bukoli’nin önümüzdeki günlerde iki büyük e-ticaret sitesinde daha faaliyete geçmesi bekleniyor. Böylece, iş hacmini daha da artırmış olacak.

Holding bünyesindeki şirketler inovasyon çalışmalarına yılda yaklaşık 30 milyon dolar ayırıyor. Buna pazar araştırmaları, danışmanlık ve ticarileştirme çalışmaları da dahil.
Önümüzdeki yıl 72’nci yılını kutlayacak olan Borusan’da, bugüne kadar “Bildiğin işi yap, yaptığın işi herkesten daha iyi yap” mottosu, inovasyon süreciyle “Bilmediğin işleri de yap”a dönüşmüş. Ancak, bu süreç hiç de kolay olmamış. Bu durumu Borusan Holding’in CEO’su Agah Uğur’un Bukoli’nin tanıtım toplantısında “1,5 yıl patinaj yaptık, çok yol alamadık” şeklinde anlatmıştı.

Grup ABD’li bir firmadan danışmanlık almış ve herkesin inovasyon düşünmesi yerine sadece işi bu olan belli sayıda çalışanın inovasyondan sorumlu olması prensibi benimsenmiş.

Holdingde sürecin ve metodolojinin geliştirilmesinden ve yönetiminden sorumlu bir organizasyon yapısının oluşturulmasının ardından her şirkette yeni ürün geliştirme ve inovasyon birimleri kurularak, birbirleriyle etkileşim içinde çalışılmaya başlanmış. Bu birimler, inovasyon fikirleri geliştirme, fırsatları ve trendleri takip ederek yeni ürün fikirleri bulma, bu fikirleri projelendirme ve sonrasında test edip ölçeklendirerek ticarileştirme alanlarında çalışmalarını sürdürüyor. Amaç, rekabetten kaynaklanabilecek olumsuzlukları kalıcı olarak yenmek olarak belirlenmiş. Çünkü, dünyada iş yapış şekilleri artık değişiyor ve bu durum şirketlerin kârlılıklarını tehdit etmeye başlıyor. Hep aynı işi, aynı şekilde yaparak yeni dünya düzeninde rekabet zorlaşıyor.
Borusan Holding Strateji, İş Geliştirme ve İnovasyon Başkanı Lale Ergin, “Bugüne kadar en büyük rekabet avantajımız faaliyet gösterdiğimiz alanlarda en kaliteli ürünleri yapmak, en iyi hizmeti vermek gibi konularken artık günümüzde bunlarla fark yaratmanın mümkün olmadığını görmeye başladık. CEO’muz Agah Uğur’dan gelen yönlendirmeyle, şirketlerimize kendi işlerinde mutlaka daha rekabetçi olabilmeleri için öncelikle yeni ürünler, hizmetler ve iş modelleri geliştirme hedefini koyduk. Bundan sonra da inovasyon yolculuğumuz başladı” diyor.
 
İNOVASYONA KENDİ TANIMINI YAPTI
Borusan Holding bünyesinde çelik boru üretiminden, otomotiv distribütörlüğüne, enerjiden lojistiğe kadar farklı iş kolları bulunuyor. Bu kadar farklı iş kollarında faaliyet gösterirken inovasyon altyapısı nasıl şekillendirildi? Bu konuda Lale Ergin şu bilgileri veriyor:
“Her şirketin kendi dinamiklerine, rekabet gücüne, sektörün gelişmesine göre farklı ihtiyaçları oluyor. O yüzden de öncelikle şirketlerin tek tek stratejik inovasyon odak alanlarını belirliyoruz. Bu noktada, birisinin daha ucuz maliyetle üretmesi gerekirken, diğerinin teknolojisini veya müşteriye verdiği hizmeti farklılaştırması gibi bambaşka ihtiyaçları ortaya çıkıyor. Örneğin, boru ve çelik işinde iş modeliyle fark yaratmak çok kolay değil. Çünkü, az sayıda tedarikçi ve az sayıda müşteri var. O alanda daha katma değerli ürünler ve aslında yine müşterinin karşılanmamış ihtiyaçları gözüyle farklılaştırılmış ürünlere doğru kaymaya çalışıyoruz. Bunu son dönemde kurduğumuz Ar-Ge ile de destekliyoruz.”
Dünyada olan ama Türkiye’de olmayan ürünü bu pazarın ihtiyaçlarına adapte edip hayata geçirebilmeye de inovasyon gözüyle baktıklarını belirten Ergin, “İnovasyon için çok sofistike bir ürün olmasına gerek yok. Örneğin, Bukoli’nin örnekleri yurtdışında birçok ülkede var. Biz müşterinin eksik kaldığına inandığımız bir ihtiyacını karşılayıp, doğru maliyet yapısıyla konumlandırdık” diyor.
Bu nedenle grupta inovasyon fikrinin oturması uzun sürmüş. Hatta ilk başlarda “Herkes yaratıcı olmalı, daha önce yapılmamış, yepyeni bir fikir bulalım” gibi bir algı oluşunca Agah Uğur, inovasyon kelimesinin kullanılmasını yasaklamış. Düşünce yapısı değişince ve grupta ortak bir lisan oluşunca yasak da kalkmış. İnovasyona “çok teknolojik, herkesten farklı olacak” diye bakmadıklarını belirten Ergin, “Bize yeni olan, değer yaratan ve bugüne kadar yapmadığımız, müşteriye yeni bir fatura kesebildiğimiz bir ürün ve hizmet diye bakıyoruz. İlk biz keşfedelim diye bir kriterimiz yok” diyor. Ergin, bu nedenle inovasyona kendi tanımlarını yaptıklarını belirtiyor.
 
BOZUCU İNOVASYON ÇALIŞMALARI DA YAPILMIŞ
Bu arada, bozucu (disruptive) inovasyon çalışmaları da yapılmış. Ergin bu konuda, “Biliyoruz ki, biz bunları yapmazsak başkaları yapacak. Boru, iş makineleri işlerimizde yaşadık. Pazarın farklı segmentlerinden gelen rakipler bir süre sonra güçlendi. Bu nedenle, artık bugüne kadar fazla hizmet vermediğimiz KOBİ’lere, hatta son kullanıcılara kadar gidebiliyoruz ve pazarda boş bıraktığımız alanları yeni modellerle doldurmaya çalışıyoruz. Strateji ve inovasyonu birlikte götürdüğümüz için de daha etkili sonuçlar alıyoruz diye düşünüyorum. Dolayısıyla, yepyeni bir alan yerine ‘Lojistikte nasıl bir inovasyon yaparım? Nasıl disruptive olurum?’ gibi, kendi işlerimizin önünü açacak projeler önceliğimiz” diyor.
Yeni fikirlerin oluşturulması da kolay bir süreç değil. Bu yeni fikirlerin, ana işlere karşı zaman zaman korunması gerekiyor. Çünkü, “Fil istemeden de olsa yavrusunu ezebilir” mantığıyla yeni işler belli bir hacme gelene kadar, yani kendi rüşdünü ispat edene kadar holding yönetimi tarafından desteklenmiş.
 
2016 HEDEFLERİ…
 
Hiçbir zaman bitmeyecek bu inovasyon yolculuğunda bundan sonra mevcut fikirlerin ticarileştirilmesi gündemin ilk sıralarında yer alıyor. “Uzun yıllardır yeni bir tüketici markası lansmanı yapmamış bir grubuz” diyen Lale Ergin, ticarileşecek işleri büyütmenin önemine değiniyor. Ergin, “Bugüne kadar çok yol gittik ama işin en zor kısmı ticarileşme. Markayı oluşturma, doğru konumlandırma ve hedeflediğimiz tüketici kitlesiyle buluşturabilme yeni şeyler bizim için. Dolayısıyla önümüzdeki yılın en önemli konusu ne derseniz biraz da bu” diyor. Bir diğer gündem maddesi ise dijitalleşme. Ergin, bu konuda ayrı bir çalışma başlattıkları bilgisini veriyor. Borusan’ın dijitalleşmede iki hedefi bulunuyor.
Bunun ilki, mevcut işlerde daha farklı teknoloji imkanlarını kullanarak maliyet düşürmek ve işleri daha rekabetçi bir hale getirmek. İkincisi ise yeni teknolojileri kullanılarak bugüne kadar olmayan iş imkanları oluşturmak. Bunların inovasyonla kesiştiğini ifade eden Lale Ergin, “Paylaşım ekonomileri şu anda önemli bir konu. Otomotivde bu konuda projelerimiz var. Bunlar teknoloji olmadan yapılamaz. Örneğin, paylaşılan filo araçların anahtarsız kart ile açılıp çalışabilmesi gerekir, bu araçlar gün içinde birçok kişi tarafından kullanılacağı için hasar olması durumunda hasarın saatini tespit edebilmeniz gerekir. Bütün bunları günümüz teknolojileri ile yapabilmek mümkün. Dolayısıyla teknolojik gelişimler bugüne kadar mümkün olmayan iş modellerinin de önünü açıyor, yeni modeller ortaya çıkıyor” diyor.
 
GÜNDEM DİJİTALLEŞME…
Paylaşım modelleri, BMW’nin de dünyada üzerinde çalıştığı bir konu. “Otomotiv işimizde mevcut distribütörlük işimizden ayrı olarak bu tip platformlar da geliştirmek istiyoruz” diyen Ergin şöyle devam ediyor: “Dünyada araba satışları azalıyor. Çünkü, genç nesil araba almıyor. Herkes araçlarını paylaşıyor. Londra’da son 12 ayda araç kullanıcılarının yüzde 13’ü şimdiden araçlarını satmış bile. Bunun farkında olan üretici firmalar kendileri bu tip filolar yaratıyorlar. BMW, Mercedes gibi şirketler bozucu inovasyonlarla farklılık yaratmaya çalışıyor. Çünkü, binlerce araçlık paylaşılan bir BMW veya Mercedes filosu olursa günün sonunda o araçların sıklıkla yenilenmesi ile ciddi bir hacim yapılmış olacak. Diğer türlü önemli ölçüde satış kaybedilecek. Onun için bu konu hali hazırda bu önemli dünya firmalarında da üretim kadar önemli bu konu. Biz de Türkiye’de bu trende yönelik ‘mobility’ platformları oluşturmak istiyoruz.”
Maliyet ve rekabet avantajı yaratacak her türlü dijital platformu kullanmak istediklerini kaydeden Ergin, “Önümüzdeki yılın konuları aslında dijitalleşme ve onun getirdiği yeni iş modellerini araştırma ve adapte etme. Bir de markalaştırma ve ticarileştirme” diye özetliyor.
 
ÇALIŞANA ÖDÜL SİSTEMİ GELİYOR
Lale Ergin, inovasyon konusunda çalışanlara yönelik bir ödül sistemi getirmeyi planladıklarını söylüyor. Bunu yakında açıklayacakları bilgisini veren Ergin şunları söylüyor: “Bir çalışanı mevcut işinden ayırarak bir projenin başına getiriyorsunuz ve geceli gündüzlü çalışırken, ‘O iş tutmazsa kariyerim ne olacak?’ kaygısı oluşabiliyor. Buna engel olabilmek ve inovasyon projelerinde çalışmayı teşvik ve motive edebilmek için insan kaynakları uygulamalarımızı bu alanda esnetiyoruz ve kariyerinde konfor alanından çıkıp, risk alabilen bu ekiplerdeki kilit çalışanlara yönelik farklı bir ödüllendirmeyi yakında hayata geçiriyor olacağız.”
Bu arada, her şirkette kendi büyüklüğüne göre inovasyondan gelecek bir kâr hedefi konmuş. “İnovasyon şirketlerimiz için ikinci motor olacak” diyen Ergin, ana işlerin rekabetçiliğine inovatif fikirlerin katkı yapmasını öngördüklerini belirtiyor. İnovasyon bir nevi Borusan Holding’in dışa açılan bir penceresi olmuş. Eskiden yapıldıktan sonra duydukları iş modellerini, şimdi herkesten önce yapıp hayata geçirmek için uğraşıyorlar.
 
 
TEST SÜRECİNDEKİ ÜÇ ŞİRKET GÜN IŞIĞINA ÇIKIYOR
 
Yeni ürün ve hizmet çalışmaları kapsamında şu anda pilot seviyesinde faaliyete geçen ve önümüzdeki günlerde tanıtımı yapılacak üç proje var:
 

  • İş makineleri sektöründe daha rekabetçi olmak adına adımlar atılmış. Makine satışları devam ediyor ancak, özellikle bazı segmentlerde artık sadece makine satışı yapmak yeterli kârlılığı getirmiyor. Çünkü,bu alanda ciddi bir rekabet var. Borusan da kendi kontrolindeki CAT iş makinesi filosunu kullanacağı yeni bir platform oluşturmuş. Buna göre, artık yıllık kullanımı belli bir saatin altında olan müşterilerin iş makinelerini satın almak yerine istenirse operatörleriyle birlikte saatlik paketler halinde alabileceği bir model başlamış. Böylece, firmalar birden fazla makine tipine ulaşabiliyor. Borusan da mevcut makinelerde verimliliği artırmış oluyor. Lale Ergin, bu proje ile İstanbul Bağdat Caddesi’ndeki dönüşüm projelerinde kullanılan iş makinesi saati bazında yüzde 10 pazar payına ulaştıklarını söylüyor. Lansman markası üzerinde hâlâ çalışılıyor.

 

  • Grubun hali hazırda ikinci el açık artırma işi yapan iştiraki olan Manheim Türkiye’nin bir projesi olarak ortaya çıkan Otomax iş modeli ise aracını satmak isteyen bireylerin anında, nakit olarak ve sorunsuz bir şekilde aracını nakte çevirmesini amaçlayan bir model. Aracını satmak isteyenler, Otomax’a başvurduğunda bilgilerin kontrolü yapıldıktan sonra verilen fiyat üzerinden aracın direkt parası ödenerek alınıyor. Aracını satarken güven ihtiyacı içerisinde olan, uzun ve zorlu süreçler ile uğraşmak istemeyen veya vakti olmayanların bu kanalı tercih ettiği görülüyor. Şirket aynı zamanda ikinci ele yönelik farklı yeni projeler üzerinde de çalışıyor.

 

  • Borusan Makina ve Güç Sistemleri şirketi bünyesindeki güç sistemleri alanında da yeni bir oluşuma gidilmiş. Şirket eskiden sadece CAT markasının jeneratör ve kojenerasyon sistemlerinin satış ve kurulumunu yaparken artık anahtar teslim projelere talip olmaya başlamış. Bu amaçla yeni kurulan bir şirket olan BESys (Borusan Endüstriyel Sistemler) bünyesinde, müşterilerin beklentisine uygun olarak mühendislik yoğun hizmetler, tasarımlar ve uygulamalar içeren toplam çözümler sunulabiliyor. Lale Ergin, “Bu bizim için katma değerli bir adım oldu” diyor.