Borsa rekorda, yatırımcı sayısı dipte

0
102

Borsa İstanbul temmuz ayında TL bazında tüm zamanların rekorunu kırarak 106.402 seviyesine tırmandı. Hisse senetlerindeki güçlü alım dalgası devam ederken getiriler yükseliyor. Öyle ki, gün içerisinde yaşanan düzeltmelere rağmen yabancı paylarında yükseliş korunuyor. Halihazırda yabancı payı yüzde 65,68 seviyesinde. Borsa İstanbul’da gelişmekte olan ülke borsalarına göre iskonto ve kazanç potansiyelinin yüksekliği yatırımcıları cezbediyor. Temmuz ayının ilk haftasında Londra merkezli yatırım bankası Union Bancaire Privee, Rusya’daki varlıklarını azaltırken Türkiye’deki varlıklarını artırdığını açıkladı. İntegral Yatırım Araştırma Direktörü Tuncay Turşucu da gelişmekte olan ülke piyasalarına yönelik oluşan olumlu fon akımlarının ve içeride bilanço beklentilerinin güçlü şekilde devam etmesinin endeks üzerinde etkili olduğunu, söylüyor. Ancak söz konusu olumlu beklentilere rağmen yerli yatırımcı gelişmelerden uzakta duruyor. Borsada yaşanan 2008 krizinde portföyünü ciddi oranda kaybeden ve şimdilerde hisse senetlerinden uzak durmayı tercih eden Seren Yılmaz da onlardan biri. Yılmaz, var olan algının değişmesinin kolay olmadığını, söylüyor. Bankalarda mevduat garantisi olduğunu ancak borsadaki şirketlerin batması halinde hiçbir garantinin olmamasını sorun olarak görüyor.
 
Profesyoneller ise yüksek riskli işlemlerde bulunmak isteyenlerin bu riski uzmanlarla birlikte yönetebileceğini hatırlatıyor. Peki yatırımcıların borsaya kazandırılması için fonlar bir alternatif olabilir mi? Bu noktada fon yöneticileri umutlu olsa da fonların hisse senetlerine pek de yönelmediği gözleniyor. Toplam fon büyüklüğü içerisindeki hisse fonlarının payı sadece yüzde 5. Emeklilik fonlarındaysa bu oran yüzde 12’lerde. Mevcut oranlar toplam büyüklük içerisinde düşük kalıyor. Sektörde yer alan uzmanlar, finansal okur yazarlığın artırılmasıyla hisse senedi piyasasına ilişkin olumsuz algının kırılabileceğini düşünüyor.  Geçtiğimiz mayıs ayında Finansal Okuryazarlık ve Erişim Derneği (FODER) ve bağımsız portföy yönetim şirketlerinin düzenlediği basın toplantısında, “Uzun Vadeli Tasarrufun ve Aktif Varlık Dağılımının Önemi” konu başlığı ele alındı. Toplantıda konuşan FODER Başkan Yardımcısı Atilla Köksal, sorunlarının başında sermaye piyasaları ve kurumsal yatırımcı tabanının yeterince gelişememesinin geldiğini belirtiyor.
 
Çözüm ise finansal okuryazarlıktan geçiyor. Köksal, orta ve uzun vadeli yatırım alışkanlığına ülke olarak henüz yatkın değiliz, diyor. Ortalama yatırımcı profilimizin kısa vadede yüksek getiri peşinde koştuğu göz önüne alındığında Atilla Köksal’ın kaygıları göz ardı edilecek nitelikte değil. Bununla birlikte finansal okuryazarlığın tabana yayılması için tüm sektör aktörlerinin üzerine düşeni yerine getirebilmesi önemli. Finansal bilgi düzeyi birikimlerin bilinçli şekilde değerlendirilebilmesi açısından önemli. En basitinden bağımsız portföy şirketlerine başvururken yatırımcıların getirilerini takip edebilmeleri, hangi risk düzeyinde ne istediklerini anlatabilmeleri için dahi finansal okuryazarlığın artması önemli. Ancak bunu tek başına yeterli görmemeli. Sermaye piyasalarında yatırımcı sayısının artmasının yolu kârlı, temettü ödeyen ve yeni yatırımcı kesimini çekebilecek şirketlerin borsaya gelmesi ile yakından alakalı olduğunu göz ardı etmemeli. Satın aldığı şirketin batmayacağına aksine büyüyeceğine duyduğu güven yatırımcıların tercihlerini de değiştirirken uzun vadeli yaklaşımda bulunmasına olanak tanıyacaktır.