Avrupa`nın yeni belirsizliği: Fransa

    0
    39

    Avrupa’daki belirsizliğin yeni adresi Fransa oldu. Ülkede nisan-haziran döneminde yapılacak cumhurbaşkanlığı ve  genel seçimler öncesinde aşırı sağın önde gelen adayı Ulusal Cephe Lideri Marine  Le Pen’in AB karşıtlığı Avrupa’da tedirginliğe yol açtı.

    Fransa’da nisan, mayıs ve haziran aylarında yeni yönetim belirlenecek.  Önce 2 turlu seçimle 23 Nisan ve 7 Mayıs’ta cumhurbaşkanı belirlenecek, ardından  11 ve 18 Haziran’da yapılacak genel seçimlerle milletvekilleri seçilecek. Fransız  aşırı sağının önde gelen adayı Ulusal Cephe Lideri Le Pen, AB karşıtı  söylemleriyle Avrupa’da yeni belirsizliğin nedeni konumunda.

    Avusturya, Belçika, Hollanda, İtalya gibi ülkelerde yükselen aşırı sağ  ve İngiltere’nin Avrupa Birliğinden ayrılma kararının yanında Le Pen  öncülüğündeki Fransız aşırı sağı da Avrupa’da dikkati çekmeye başladı. Le Pen’in  AB karşıtlığı, seçim beyannamesinde önemli yer tutarken,  avroya veda edip  yeniden Fransız frangının kullanılacağı vaatleri de büyük ses getirdi.

    Seçim tahminleri ve kamuoyu yoklamalarında Le Pen’in ilk turun galibi olacağı öngörülüyor.

    ‘FRANSA EUROYU BIRAKIRSA…’
    Konuya ilişkin olarak AA muhabirinin sorularını yanıtlayan IHS Markit  Uzman Danışmanı Brian Lawson, Fransa’nın euroyu kullanmayı bırakması durumunda euronun ayakta kalma olasılığının düşük hale geleceğini belirtti. Fransa’da Ulusal Cephenin seçimlerin ikinci turunda da ciddi bir aday olacağını ifade eden  Lawson, ancak seçimlerde Ulusal Cepheye karşı her zaman partilerin birleşerek  blok oluşturduğunu bunun da partinin ilerleyişini olumsuz etkilediğini aktardı.

    Lawson, Ulusal Cepheye karşı böyle bir blok kurulamaması durumunda  Fransa’nın AB’den çıkma riskinin artabileceğini dile getirdi. İngiltere’nin  Brexit referandumu ve Trump’ın seçimleri kazanmasına dikkati çeken Lawson,  Fransa’nın birlikten çıkma ihtimali şu an düşük olduğunu ancak imkansız  olmadığını anlattı.

    İngiltere’nin Avro Bölgesinde yer almadığını vurgulayan Lawson,  Fransa’nın AB’den ayrılma gibi bir hamlede bulunması durumunda bunun  İngiltere’den farklı olacağı ve AB’yi daha fazla etkileyeceği öngörüsünde  bulundu. Lawson, Fransa’nın avroyu kullanmayı bırakması durumunda avronun ayakta  kalma olasılığının düşük hale geleceğini kaydetti.

    Lawson, “Avrupa kurumlarında görülebilecek çöküş ve bozulmalar  faizlerin sert şekilde artmasına sebep olabilir. Bu durum, bankaların varlık ve  borçları göz önünde bulundurulduğunda bankalara ciddi kayıplar yaşatabilir. Bu  aynı zamanda kredi talebine zarar verir ve iş dünyası, finansal istikrar da  olumsuz etkilenir” ifadelerini kullandı.

    Aşırı belirsizliğin Avrupa’da iş ortamına zarar verebileceğini ve  yatırımların kesilmesine yol açabileceğini ifade eden Lawson, şirketlerin  iflaslarından ve zayıflamasından kaynaklanabilecek finansal streslerin  artabileceğini aktardı.

    ‘AVANTAJ MACRON’DA’
    Berenberg Başekonomisti Holger Schmieding ise Fransa’da bu yıl  gerçekleşecek cumhurbaşkanlığı seçimlerini Le Pen’in kazanabileceği gibi bir  riskin olduğunu  dile getirdi. Fransa’da merkez sağın cumhurbaşkanı adayı  François Fillon’un ailesi hakkındaki yolsuzluk iddiaları nedeniyle bağımsız aday  Emanuel Macron için tahminlerin yükseldiğine ve avantajın Macron’a geçtiğini  dikkati çeken Schmieding, Macron’un 2. turda Le Pen’e üstünlük sağlayabileceğini belirtti.

    Schmieding, Fillon’un skandallarından sonra bundan fayda sağlayanın Le  Pen değil Macron olacağını belirtti. Le Pen’in AB ve Avro Bölgesi karşıtı  söylemlerini anımsatan Schmieding, Le Pen’in cumhurbaşkanlığı seçimlerini  kazanması durumunda bile partisinin hazirandaki genel seçimlerde çoğunluğu  sağlamasının mümkün olmadığı ve AB karşıtı söylemlerini gerçekleştiremeyeceği  öngörüsünde bulundu.