Aras Kargo paylarını satmayı reddetti

0
37
Aras Kargo Yönetim Kurulu Başkanı ve Üst Yöneticisi (CEO) Evrim Aras, Avusturyalı ortakları Austrian Post’un mevcut hisselerini geri almaya hazır olduklarını bildirdi.

Aras Kargo’dan yapılan açıklamaya göre şirketin A Grubu çoğunluk hisselerinin sahibi olan Evrim Aras ve Meral Aras, 2013 yılında yüzde 25 hisseyle şirkete ortak olan Austrian Post’un mevcut hisselerini geri almaya hazır olduklarını duyurdu.

Austrian Post, geçen günlerde şirketin yüzde 50 hissesini daha satın alarak Aras Kargo’nun yüzde 75’ine sahip olmak için satın alma opsiyonunu yürürlüğe koyduğunu açıklamış; Aras Kargo çoğunluk hissedarları ise opsiyonu reddettiğini resmi bir mektup ile Austrian Post yönetimine bildirmişti.

Konuyla ilgili gelinen durum hakkında açıklama yapan Evrim Aras, Aras Kargo ailesi olarak başlangıçtan beri vizyonlarının net olduğunu belirterek, şirketi global bir marka haline getirmek istediklerini dile getirdi.
“Yerel marka olmayı değil, köklerini bu topraklarda sağlamlaştırmış Türkiye’nin dünya markası olmayı hedefliyoruz.” diyen Aras, bu vizyonun arkasında tüm Aras Kargo ailesi olarak kararlılıkla durduklarını ifade etti.
Aras, yabancı bir stratejik ortak seçmelerinin nedeninin de bu olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:

“Türkiye’nin coğrafi açıdan stratejik konumu, tüketici davranışları ve e-ticarette yaşanan gelişmeler göz önünde bulundurulduğunda önümüzde büyük bir fırsat var. Bu fırsatı değerlendirebilmenin yolu, doğru zamanda doğru yatırımları yapabilmekten geçiyor. 2013’te yabancı ortağımızla masaya oturduğumuzda ortada, bu vizyonu hayata geçirmek için gereken yatırımları kapsayan bir iş planı vardı. Hangi yatırımlara ihtiyacımız olduğunu belirlemiş ve ortaklığa bu hedefler üzerine el sıkışarak imza atmıştık. Ancak geçtiğimiz üç yılda gördük ki maalesef aynı vizyonda değiliz. Austrian Post ne yazık ki bizim kadar hızlı büyüme esnekliğine ve potansiyeline sahip değil. Aras Kargo’nun global marka vizyonuna ayak uyduramadılar.

Üstünde anlaşılan iş planına göre 2013’ten itibaren 3 yılın sonunda Aras Kargo’nun tüm transfer merkezlerinin otomasyona geçmiş olması ve dijital dönüşümün tamamlanması gerekiyordu. Hizmet sektörü olması nedeniyle teknolojik dönüşüme yapılan yatırımların kazancı çok kısa sürede finansal performansa yansıyabiliyor. Karlılık ve verimliliğe doğrudan etki eden ve Orta Doğu bağlantılarını kurmak için şart olan bu yatırımlar, ortaklığa başlangıç aşamasında 150 milyon lira tutarındaydı. Ancak 2015 sonu itibarıyla Aras Kargo’nun yatırım miktarı 50 milyon lirada kaldı ve bu yatırım tutarı verimlilik içeren kalemlere harcanmadı.”

“Ortaklığa başlarken bu tarz bir yatırımcı ile karşılaşacağımızı tahmin etmiyorduk”
Evrim Aras, açıklamada, yatırımlar konusunda yabancı ortaklarıyla yaşadıkları fikir ayrılığını da anlattı.
Bu yatırımların çok kritik olduğunu ve sadece yabancı ortağın cebinden çıkmayacağını belirten Aras, “Büyümeye ve potansiyelimizi optimize etmeye yarayacak bu teknoloji yatırımlarını Aras Kargo yapacaktı. Ancak Austrian Post yönetimi hem bu adımların atılmasını engelledi; hem de gerekli zamanlarda cesaret sergileyemedi.” ifadelerini kullandı.

Aras, her türlü bürokratik engele rağmen şirket olarak hedefleri tutturma konusunda başarılı olduklarını bildirdi.
Aras Kargo’nun şu anda Türkiye’nin en değerli markalarından biri, ülkedeki 5 milyar liralık lojistik sektörünün öncüsü ve en hızlı büyüyen oyuncusu olduğunu aktaran Aras, “Bu niteliğiyle sektöründe bölge lideri olmaya en güçlü aday. Ancak ne yazık ki bizim gösterdiğimiz iyi niyetli çabanın ve büyük gayretin karşılık bulmadığını gördük. Yabancı ortağımızın yöneticileri, tüm taraflar için, özellikle de halka açık bir şirket olan Austrian Post’un yatırımcıları için çok değerli olan bu fırsatı kaçırdılar. Ortaklığa başlarken hiçbir şekilde bu tarz bir yatırımcı ile karşılaşacağımızı tahmin etmiyorduk.” değerlendirmesinde bulundu.

“Aras Kargo’nun marka değerinin düşürülmesine izin vermeyeceğiz”
Aras, mevcut Austrian Post yönetiminin Aras Kargo büyüklüğünde bir şirketi yönetmek için gereken kültürel çok yönlülüğe, teknolojik yenilikçiliğe, geleceğe taşıyacak vizyon ve tutkuya sahip olmadığını bildirdi.

Austrian Post’un Türk kültürüne uyum sağlayamadığını ve gerek çalışanlarla gerekse şirketin hızlı ve esnek yönetim biçimi ile kan uyuşmazlığı yaşadığını aktaran Aras, Türkiye’nin büyüme tutkusu, kültürel yapısı, genç ve dinamik nüfusu ile Aras Kargo için alın teri döken çalışanlarının samimi iyi niyeti, beklentileri, çalışkanlığı ve hızı gibi faktörlerin Austrian Post yöneticileri için bir anlam ifade etmediğini gördüklerini, bu özelliklerinin bir Avrupa şirketi tarafından doğru okunmadığını anladıklarını dile getirdi.

Aras, teknoloji çağının gerektirdiği yenilikçiliği özümsemekten uzak, Aras Kargo hızında büyüyen bir şirketi yönetmek için gereken yeteneklere sahip olmayan bir azınlık ortakla yola devam etmelerinin çok zor olduğunu belirterek, “Avusturya halkına ve halkın sahibi olduğu köklü Austrian Post kurumuna büyük saygı duyuyoruz. 2013 yılında ortaklığa olumlu bakmamızın da temel sebebi bu idi. Ancak gerek Austrian Post yöneticileri gerekse onlar tarafından Türkiye’de yönetim kurulumuza atanan yöneticilerin yetkinlik sorunları Aras Kargo’ya oldukça zarar verdi.” ifadelerini kullandı.

Çoğunluk hissedarları olarak Aras Kargo’nun marka değerinin düşürülmesine izin vermeyeceklerinin altını çizen Aras, 1 yıldan bu yana devam eden satın alma görüşmelerine ilişkin şunları kaydetti:  

“Austrian Post’un şirketimizin geri kalan tüm hisselerini satın alma talebiyle bundan bir yıl önce başlattığı görüşmelerde biz daima şeffaf ve profesyonel tavrımızı koruduk. Ne yazık ki, aynı yaklaşımı bu süreçte karşı tarafta göremedik. Ortaklığı sona erdirmek yerine uzlaşmak ve hedef birliği yaparak büyümek elbette ilk tercihimizdi ancak bu mümkün olamadı. Türkiye’de yabancı sermaye ile yapılan ortaklıkların her zaman başarı ile sonuçlanmadığı, bazen yabancı ortağın varlığından dolayı Türk şirketinin zarar görebileceği gerçeği ile yüzleşmeliyiz. Bize satın alma opsiyonu kullanarak verdikleri teklifin Aras Kargo’nun piyasa değerinin çok altında kaldığını gördük. Bu şartlar altında Avusturyalı ortağımızın satın alma opsiyonunu reddediyor ve eğer isterlerse ellerindeki yüzde 25 hisseyi satın alabileceğimizi ifade ediyoruz.”