Amazon neden bu kadar çekici?

0
90

Las Vegas’ta Palazzo ve Venetian otellerinden oluşan konaklama kompleksinin ortasında yer alan Sand Expo’nun giriş koridoru, kimsenin hareket etmesine izin vermeyecek şekilde tıkandığında yanımdaki biri “Sanki Çarşamba gibi. Bu sene en az 25 bin kişi vardır” dedi. Faselis’in CTO’su Emek Tüzün’ün WhatsApp’ten yazdığı mesaj ise, “Birinci köprü hareket etmiyor, ikinciyi kullanın” şeklindeydi. Salı ile çarşambanın farkı, Çarşamba gününün “keynote günü” yani CEO’nun açılış konuşmasını yaptığı gün olmasıydı. AWS CEO’sunun konuşmasını dinlemek için gelenlerin izdiham yaratması normaldi ama eğitimlere katılanların bunu yaratması şaşırtıcıydı.

Bir sonraki gün katılımcı sayısı tahmini aşan biçimde 32 bin olarak açıklanırken bin 600 dolar giriş ücreti ödeyen bazı işadamları etkinliğin gelirini hesaplamaya çalışıyor ve bunun tatlı bir gelir olduğunu fark ediyordu. Profesyoneller ise, re:invent’in büyümesinden duydukları şaşkınlığı ifade ediyorlardı. Açılış konuşmasının bir gün sonrasında kahvaltıda NetApp ABD Kamu Sektörü İş Geliştirme Müdürü Mary Jean Schmitt, “İlk başladıklarında katılım 5 bin kişinin altındaydı” diyordu. Kasım 2012’den bugüne yaşanan gelişim, hiç de azımsanacak gibi değil.

Bu şiddetli büyüme sadece re:invent etkinliğine katılımla ile ilgili bir durum değil. Gartner 2015’te, AWS müşterilerinin AWS üzerinde gerçekleştirdiği kurulumların sayısının takip eden 14 tedarikçinin 10 katı olduğunu açıklıyordu. 2015’teki açılış konuşmasında aralarında 2 bin kamu kurumu, 5 bin eğitim kurumu ve 17 bin 500 kâr amacı gütmeyen kuruluşun yer aldığı 1 milyondan fazla müşterisinin olduğu kaydedilirken Synergy Research Group günümüzdeki durumu, çok daha ilgi çekici olan karşılaştırmalı verilerle analiz etmeye olanak tanıyor.

Perakende devi Amazon’un iştiraki olan AWS, 2016’nın üçüncü çeyreği itibariyle, Amazon’un cirosunun yüzde 10’unu oluşturan bir büyüme destanına dönüşürken rakiplerinin açık ara önüne geçmiş durumda. 2006’da Seattle’da kurulan şirket 10 yaşına gelmişken bulut altyapısı gelirlerinden yüzde 45 pay almayı başarmış durumda. Bu, kendisini takip eden üç oyuncu olan Microsoft, Google ve IBM’in yüzde 20’lik toplam payının iki katından fazla.

Yüzde 64’ten son mali yılda yüzde 55’e düşse de AWS’nin büyümesi, bu dengeyi kısa vadede kendi lehine geliştirmeyi sürdüreceğine işaret ediyor.

CEO Andy Jassy’nin ve CTO Werner Vogels’in açıkladığı yeni servisler, şirketin transistörlerle ilgili olarak geliştirilen ve bugün bilgi işlem gücü tarafında kendisini devam ettiren Moore Yasası’na uygun geliştiğini ortaya koyuyor.

Bu ve buna bağlı finansal başarı sadece teknoloji dünyasını etkilemekle kalmıyor. Özellikle AWS’nin başarısı sayesinde servetini 20 milyar dolar artıran Jeff Bezos, Forbes’un zenginler listesinde Warren Buffett’ı geride bırakarak ikinci sıraya yerleşti. AWS’nin bu kaldıraç etkisinin gelecekte de sürmesi bekleniyor.
Şu anda kamuya açık (Public) bulut hizmetlerinin gelecek beş yılda iki katının üzerine büyüyeceğini tahmin eden IDC, yazılım ve altyapı dahil olmak üzere bu pazarın 96,5 milyar dolardan 195 milyar dolara ulaşmasını bekliyor.

Amazon daha normal görünümlü olan CEO’su Andy Jessy kadar, son Uzay Yolu filminde rol alan patronu Jeff Bezos ve re:invent’te sahneye Transformers tişörtü ile çıkan CTO’su Werner Vogels’in duruşları gelecek için güven yaratıyor.

18 ayda AWS altyapısına geçen Netflix, bu altyapısı ile aynı anda 100 bin akan medya (streaming) yayını gerçekleştirebiliyor. Adı dijital sayaçlarla birlikte anılan ve Fortune’un “Dünyayı değiştiren 50 şirket” listesinde ilk beşte yer verdiği ENEL de AWS portföyünde. Uzun liste, regülasyonun çok katı olduğu alanlardan bile şirketleri kapsayarak uzuyor; veri sahipliği konusunda çok hassas olunan sağlık sektörünün güçlü oyuncularından Philips de AWS müşterisi.

Bunu sağlayan en önemli unsur, CTO Vogels’in altını kalın bir biçimde çizdiği gibi, AWS’nin müşteri odaklı bir şirket olmayı başarması. Vogels, “Bizim geliştirdiğimiz çözümlerin yüzde 90’ını sizin bize söyledikleriniz oluşturuyor; kalan yüzde 10’u da biz sizin söylediklerinizin satır aralarından çıkarıyoruz” diyor.
Bu sözler, bilgi işlem, veri depolama, networking, veritabanı, analitik, uygulama servisleri, yönetim, mobil, geliştirme araçları ve Nesnelerin İnterneti’ne hitap eden araçları da kapsayan çok geniş bir alanda 70’ten fazla servisin oluşturduğu portföyün belkemiğini oluşturuyor. Çözümlere eşlik eden elastik ve basit gibi sözcükler ise, şimdiye kadarki başarılı bulut uygulamalarının başarılı olmasını sağlayan özelliklere -hakkını vererek- yapılan bir vurgu.

Var olan çözümlerin kapasitesini ve bilgi işlem gücünü artıran şirket, bambaşka boyutları olan çözümleri de geliştiriyor.

Örneğin, veri tabanını basitleştirerek kullanım kolaylığı sağlamanın geçerli bir başarı kuralı olduğu bulut dünyasında verileri doğrudan Amazon Simple Storage Service (S3) üzerinde standart SQL kullanarak analiz etmeyi kolaylaştıran sunucusuz sorgu hizmeti Amazon Athena şanslı bir ürün olarak doğuyor. AWS Management Console’da birkaç tıklama ile Amazon S3 üzerindeki verilerini Amazon Athena’ya tanıtan AWS müşterileri, sorgu çalıştırmak için standart SQL kullanmaya başlayabiliyor ve saniyeler içinde sonuç alabiliyor. AWS Veritabanları, Analiz ve Yapay Zeka Başkan Yardımcısı Raju Gulabani, yüzbinlerce müşterilerinin birincil veri deposu olarak kullandığı S3 üzerinde geliştirilen çözüm için “Müşteriler bize sürekli sunucu ve küme edinmeye veya yönetmeye gerek kalmadan Amazon S3’teki veriler üzerinde sorgu çalıştırmayı kolaylaştırıp kolaylaştıramayacağımızı soruyordu. Artık bu mümkün. Amazon Athena’da kesinlikle bir admin yok” diyor.
Amazon Alexa’ya güç veren otomatik konuşma tanıma (ASR) ve doğal dil anlama (NLU) teknolojileri üzerinde oluşturulmuş Amazon Lex, ses ve yazıları kullanarak etkileşimli arayüzler inşa etmeye yarayan yeni bir hizmet. Bu hizmetin değeri, bir uçuş rezervasyonu demosu yapıldığında daha iyi anlaşılıyor çünkü Lex, doğru soruları yöneltip süreci de yöneterek adım adım en uygun rezervasyona ulaşmayı sağlıyor. Arka ofis ile entegre bir sorgu aracı olarak da kullanılabilen Lex’in değeri uygulamaların artmasıyla ortaya çıkacak ancak donanım olarak benzer işlevleri sağlayan Alexa’yı kullanan Capital One’ın bireysel bankacılığı değiştirme hedefini koymuş olması, Lex ile yapılabilecekler konusunda da bir fikir veriyor. Bir botun aldığı trafik yükseldikçe Amazon Lex ölçeklemeyi otomatik olarak yaparken sadece Amazon Lex API’ına yapılan çağrılar için ödeme yapılması, operasyon ve ücretlendirme tarafında basitliği getiriyor.

Washington Post’un haberlerinin sesli versiyonlarını sunmak için tercih ettiği Amazon Polly ile geliştiricilerin görüntüleri analiz eden, yüz, obje ve sahneleri tanıyan uygulamaları hızlı ve kolayca oluşturabilmelerini sağlayan Amazon Rekognition da aynı mantıkla çalışıyor. Örneğin Amazon Rekognition’ı kullanmak için ön ödeme gerekmezken geliştiriciler sadece analiz ettikleri yüzler ve kaydettikleri yüz özelliği vektörleri için ücret ödüyor.

Expedia’nın bulut ekibi ile birlikte çalışan kıdemli finans müdürü Abiade Adedoyin’in buluta geçişin ve bulutu kullanmanın maliyetlerini anlamak için toplantıya katıldığını söylemesi, ücretlendirmenin bu şekilde açık ve basit tutulmasının değerini ortaya koyuyor. Ancak AWS’nin asıl değeri buradan çok, müşterilerinin ihtiyaçları olduğunu belirttikleri ya da ihtiyaçları olduğunun farkında olmadığı çözümleri geliştirip sunmasından geliyor.
Bunun farkında olan isimlerden biri, Türkiye’de kurduğu Basın Odası’nı Faselis adıyla önce Hollanda’ya ve ardından da ABD’de San Francisco’ya taşıyan Aydın Sün. Sün, 150 dolarlık sunucu maliyetini 1,5 dolara düşürmeden ziyade her şeyin servis olarak kurgulandığı bir dünyaya adım atmanın büyüsü altında. Hedefinde 250 halkla ilişkiler şirketinin olduğu Türkiye’den 42 bin halkla ilişkiler şirketinin bulunduğu ABD’ye giden yola çıkan Sün, “Biz günde 800 bin e-posta atıyoruz. Netflix’in 100 milyon attığını duyunca gidecek çok yolumuz var diye düşündüm. Ancak şimdi yaptığımız kurguda, e-postayı tamamen ortadan kaldırdığımız bir çevrimiçi modele geçmeyi planlamaya başladık” diyor.

Bu, AWS’nin en önemli etkisi; hayalleri gerçekleştirmenin yollarını tanımlamakla kalmıyor, hayalleri de değiştiriyor. Bu bazen alışılmadık çözümleri de ortaya çıkarıyor. Büyük işletmelerin buluta geçerken petabaytlarca verisini taşımasının zorluğunu gören AWS, bu şirketlerin veri merkezine bağlanarak kablo ile veriyi üzerine alan ve bunu veri merkezine fiziksel dünyada taşıyan Snowmobile’ı da geliştirdi.
15 metre uzunluğundaki Snowmobile’ın üzerindeki konteyner, 100 PB veri depolama kapasitesine sahip ve yerel olarak tutulan verinin Amazon S3 ya da Amazon Glacier ortamına taşınmasında kullanılıyor. Büyük şirketlerin exabyte seviyesindeki verisinin transferinin buluta geçişte önemli bir sorun olduğunu gören AWS, bu tür bir alışılmadık çözümle sorunu ortadan kaldırıyor. Biz buna değer yaratan inovasyon diyoruz.