Altın fiyatları 2015’te ne olacak?

0
58

2000’li yılların en gözde yatırım aracı olan ve 2008’de başlayan küresel finans kriziyle yıldızı daha da parlayan altın, 2011’de ulaştığı tarihi seviye (bin 921 ons/dolar) sonrasında hızlı düşüşe geçti. Uzun bir süredir gözden düşen altın son dönemde binlerce yıldan beri olduğu gibi yeniden gündeme damgasını vuruyor. Altını bu kez gündemin ilk sıralarına fiyatta ortaya çıkan aşırı oynaklık taşıyor. Fiyatların seyri üzerine yapılan spekülasyonlar da kafaların karışmasına neden oluyor. Uluslararası yatırım bankalarının, yayınladıkları raporlarda çok sık politika değişikliğine gitmeleri bu kafa karışıklığının artmasını beraberinde getiriyor. Kısa süre öncesine kadar altın fiyatlarının yükseleceği beklentisi hakimken, son raporlarda fiyatların düşeceği vurgusu öne çıkıyor.
 
Altın fiyatları fiziki talepten daha çok fonlar ve yatırım bankaları tarafından yaratılan beklentilere göre yön değiştiriyor. Bu anlamda kasım ayı başında düşüş eğiliminde olan fiyatlar son haftalarda yön değiştirip yükselmeye başladı. Gelinen noktada bin 200 dolar seviyelerine kadar çıkan altının ons (1 ons = 31,10 gram) fiyatının, İsviçre’deki referandumda “evet” çıkması durumunda bin 300 dolara kadar yükseleceği, sonrasında ise yeniden ana trend olarak belirtilen düşüşe geçeceği vurgulanıyor. Bu anlamda kısa süreli yükselişler beklense de birçok uzman, 2015 yılını altın açısından kayıp yıl olarak görüyor. Yine uzmanlar, önümüzdeki dönemde fiyatlarda yüksek volatilite olacağı konusunda hemfikir.
 
Altın fiyatlarının aşağı gelmesine neden olan ana etken ise ABD Merkez Bankası’nın (FED) izlediği para politikası. Hatırlanacağı gibi FED, küresel kriz sürecinde olağandışı bir şekilde genişlemeci para politikası izledi. Sadece FED değil Avrupa Merkez Bankası, Japonya Merkez Bankası gibi birçok gelişmiş ülke merkez bankasının bu süreçte genişlemeci para politikası izlemesi altına yaradı. HSBC Türkiye Stratejisti Ali Çakıroğlu, “Küresel finansal kriz sonrasında gelişmiş ülke merkez bankalarının uyguladığı ultra genişlemeci para politikaları, altına olan talebin artmasına neden olurken, bu durum fiyatların da belirgin şekilde yükselmesine neden oldu” diyor. Gelişmiş ülkelerin izlediği genişlemeci para politikalarının yanı sıra artan olay riskleri (Arap baharı, Ukrayna, Avrupa borç krizi gibi) de altının güvenli liman olduğu algısını güçlendirdiği için fiyatların tarihi seviye olan bin 921 dolara kadar çıkmasına neden oldu.
 
Ancak altın fiyatlarındaki yükseliş trendi 2011 yılından itibaren terse döndü. Bu durumun temel nedeni ise başta FED olmak üzere bazı gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikalarının normalleşmeye başlayacağına yönelik artan algılamalar. Nitekim FED, izlediği genişlemeci para politikasını geçen yılın sonuna doğru değiştirmeye başladı. Bu politika değişikliği ile birlikte aylık 85 milyar dolar olan aylık varlık alımını 29 Ekim’deki toplantısında sıfırladı. Farklı yorumlar olsa da (bazı uzmanlar, FED’in faizleri gelecek yıl artırmayacağını ileri sürüyor) piyasalarda, gelecek yılın ikinci çeyreğinden itibaren de faizleri kademeli olarak artırması bekleniyor. FED’in bu politikası doların güçlenmesine neden olduğu gibi altın fiyatları üzerinde olumsuz baskı yaratıyor. AZ Notus Portföy Genel Müdürü Murat Sağman, “ABD ekonomisinin toparlanması ve parasal genişleme döneminin hızını kaybetmesiyle yatırım tercihi dolara kaydı. Yatırım tercihinin dolara kaymasıyla birlikte altın hem güvenli liman hem de yatırım aracı olma özelliğini bu dönem için kaybetti” diyor. Doların faiz artışının altın fiyatları açısından temel belirleyici olduğunu savunan Kalyoncu da “Faizin artacağı beklentisi ile hedge fonlar, yatırım, emeklilik fonları gibi profesyonel yatırımcılar altın satıyor” diyor.

Sağman ve Kalyoncu’nun da belirttiği gibi son yıllarda profesyonel yatırımcıların altında satışa geçmesi fiyatların tepetaklak olmasına neden oldu. Bin 921 dolarda başlayan düşüşle altın fiyatları, bin 100 dolara kadar geriledi. Bu seviyelerde gelen alımların etkisiyle fiyatlar yeniden bin 200 doların üzerine çıktı. İsviçre’deki referandumda “evet” çıkması halinde bin 300 dolar seviyelerine yükselmesi bekleniyor. Ancak referandumda “evet” dahi çıksa bu durumun altın fiyatlarını daha yukarı seviyelere taşımayacağı kanaati hakim. Bank of Amerika Merill Lynch, GoldmanSachs, CreditSuisse, ABN Amro, JP Morgan gibi uluslararası yatırım bankaları tarafından son dönemde hazırlanan raporlarda altın fiyatlarının aşağı yönlü düşüş eğiliminin devam edeceği belirtiliyor. Hatta ABN Amro’nun 2015 sonu beklentisi 800 dolar seviyeleri. Altının bu seviyelere düşmesine ihtimal vermeyen Kalyoncu ise bin 100 dolar seviyelerinde Asya ülkelerinde bireysel talebin arttığına dikkat çekiyor. Kalyoncu, “Hindistan, Çin, Tayvan, Tayland, Vietnam’ın yanı sıra Uzak ve Orta Doğu ülkelerinde hem merkez bankaları hem de bireysel yatırımcıların bu seviyelerde altın alımına geçtiğini görüyoruz. Fiziksel talepteki bu artışı gören profesyonel yatırımcılar ise satışı kesiyor. Fiyatların 800 dolara kadar düşmesine fiziksel talebin izin vermeyeceği kanaatindeyim” diyor.
 
Altın fiyatlarının seyrinde uzun zamandır fiziksel talepten ziyade hedge, yatırım ve emeklilik fonları gibi profesyonel yatırımcıların tercihleri belirleyici oluyor. FED’in faiz artırımı yapmasını bekleyen bu yatırımcıların önümüzdeki dönem altından ziyade dolara yönelmesi bekleniyor. Bu durum da 2015 yılının altın için parlak bir yıl olmayacağını ortaya koyuyor. Kalyoncu’nun 2015 yılsonu tahmini bin 200 dolar civarında. Sağman da fiyatların kısa vadede bin 100 – bin 200 dolar gibi geniş bir bant içerisinde hareket edeceğini ancak gelecek yıl jeopolitik bir olumsuzluk ve paralara olan bir güven kaybı durumunda tekrar bin 300 dolar seviyelerinin görülebileceğini söylüyor. Altındaki fiyat oynaklığının 2015 yılında yüksek olacağını belirten Çakıroğlu ise “HSBC Global Araştırma, altının ons fiyatının 2015 sonunda bin 165 dolar seviyelerinde olacağını öngörüyor. Bununla birlikte altın fiyatlarının ortalamada bin 175 dolar seviyelerinde hareket etmesi bekleniyor” diyor.
 
Türk yatırımcıları ise altın fiyatlarını gram/TL üzerinden bakıyor. Fiyatların ons bazında bin 100 dolara kadar gerilemesi durumunda altının gram fiyatının da 78-80 liraya kadar düşeceği belirtiliyor. Ancak burada doların Türk Lirası karşısındaki seyri belirleyici olacak. Kalyoncu, “Türk yatırımcıları açısından altının gram fiyatı 80 liraya geldiğinde alım için uygun olduğunu düşünüyorum. 88 lira ve üzerinin ise satış için uygun olduğunu düşünüyorum” diyor. Sonuç olarak 2001-2011 döneminde yatırımcısının yüzünü güldüren sarı metal açısından kısa vadede fiyatlarda yükseliş beklense de 2015 yılı pek parlak görünmüyor.