Alacak yönetimi farkındalığı artıyor

0
95

Ekonomideki belirsizlikler şirketlerin korunma ihtiyacını artırmış durumda. Ticari alacak sigortası sektörünün bu yıl yüzde 60 oranında büyüdüğü görülüyor. Euler Hermes Türkiye CEO’su Özlem Özüner, ticaret yapmanın zorlaştığı dönemlerde şirketlerin riskini paylaşacak bir altyapının olmasının çok değerli olduğunu belirterek, Türk şirketlerinde bu anlamda ciddi bir farkındalık olduğunu söylüyor.
 
Ticari borçların ödenmemesi riskine karşı koruma sağlayan alacak sigortası ürününe ilginin son dönemde arttığı görülüyor. Ticari bir alacağın ödenmemesine bağlı olarak ortaya çıkabilecek kayıpları tazmin eden alacak sigortası ürünü, şirketlerin faaliyetlerini büyük ölçekli kayıplardan korumak ve kârlı bir şekilde büyümesine yardımcı olmayı amaçlıyor. Ekonominin zor bir dönemden geçtiği bu günlerde şirketlerin teminat ve korunma ihtiyacının arttığı görülüyor. Bu dönemde alacak sigortasına ilginin de arttığı belirtiliyor.
Fortune Türkiye dergisi, Crif ile birlikte Euler Hermes için ‘ticari alacak risk yönetimi’ anketi gerçekleştirdi. 314 şirketin katıldığı anket çalışmasına yanıt veren 168 şirket bu yılki Fortune 500 Türkiye listesinde yer alıyor. 314 şirket arasında alacak sigortası kullananların oranı yüzde 38 olurken, Fortune 500 listesinde yer alan 168 şirket arasında bu oranın yüzde 35 olduğu görülüyor. Bu sonuçlara göre, Türk şirketlerinin ticari alacaklarını yönetmek için sigorta kullanım farkındalığının bulunduğu dikkat çekiyor.

Bu arada, ticari alacak sigortası ürününü kullanan şirketler arasında Allianz Yönetim Kurulu Başkanı Cansen Başaran Symes, Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Başkanı Orhan Turan, Euler Hermes Türkiye CEO’su Özlem Özüner, Fortune Türkiye Yayın Direktörü Cüneyt Toros, CRIF İcra Danışma Kurulu Başkanı Didem Taner ve Fortune Türkiye Fortune 500 Editörü Ayfer Yıldız’dan oluşan jürinin yaptığı değerlendirme ile İzmir’de kurulu Norm Cıvata ‘Yılın Alacak Yönetimi Ödülü’nü almaya hak kazandı. Ödül, 25 Eylül’de Conrad’da düzenlenen Fortune 500 Gala Gecesi’nde düzenlenen törende verildi.
Ticari alacak sigortasının ‘zor zamanların ürünü’ olduğuna dikkati çeken Özlem Özüner, ticaret yapmanın zorlaştığı dönemlerde şirketlerin riskini paylaşacak bir altyapının olmasının çok değerli olduğunu belirterek, Türk şirketlerinde bu anlamda ciddi bir farkındalık olduğunu söylüyor.

Anket sonuçlarını değerlendirdiğimizde, 314 şirketin yüzde 57’si (179 şirket) ticari alacak riski yönetimini finans biriminin sorumluluğuna verdiği görülüyor. Yüzde 18’i (57 şirket) bu konudaki kararları yönetim kuruluna bırakırken, yüzde 10.5’i (33 şirket) satış bölümüne, yüzde 4.1’i (13 şirket) krediler biriminin sorumluluğuna vermiş durumda. Yüzde 10.2 oranında (32 şirket) ise bu konuda diğer birimlerin sorumlu olduğu yanıtını verdi.
314 şirketin ticari alacak riski için en fazla banka teminat mektubu kullandığı görülüyor. Tabi şirketlerin bu riski yönetmek için birden fazla ürün kullandığı görülüyor. 197 şirket banka teminat mektubu kullanırken, 134 şirket doğrudan borçlandırma, 195 şirket çek kullanıyor. 119 şirketin ise ticari alacak sigortası yaptırdığı görülüyor. 94 şirket ise diğer ürünleri kullandığını belirtti. Ankette ilgili ürünlerin kullanımına ilişkin tercih nedeni sorusuna verilen yanıtlar incelendiğinde, katılımcıların genel olarak alacak risklerini yönetmek üzere bu ürünleri kullandığı görülüyor. Bunun dışında ürünlerin sağlamış olduğu banka garantisi, alacak sigortası avantajı, maliyet, kolaylık, piyasa ve sektör koşulları, şirket politikası, müşteri ile olan anlaşmalar, ürünlerin teminat olarak kullanım imkanı, tahsilatların hızlandırılması katılımcılar tarafından başlıca nedenler olarak belirtiliyor. 

Anket sonuçlarını değerlendirmek için biraraya geldiğimiz Euler Hermes Türkiye CEO’su Özlem Özüner sorularımızı yanıtladı.
 
-Anket sonuçlarını değerlendirir misiniz?
Ankete yanıt veren ve bu yılki Fortune 500 listesinde yer alan 168 şirketten 59’u hali hazırda alacak sigortası ürününü kullanıyor. Ankete yanıt veren 314 şirketin ise 119’u bu ürünü kullanıyor. Türkiye’de bu ürünün yeni olduğunu söylüyoruz ama Fortune 500’e aday şirketlerde bilinirlik ve farkındalığın yüksek olduğunu gördük. Bu bizi mutlu etti.
 
-Anket sonuçlarına baktığımızda şirketlerin ticari alacak risklerini yönetmek için en fazla banka teminat mektubu kullanırken, daha sonra çek kullandığı görülüyor. Alacak sigortası ise dördüncü sırada yer alıyor…
Aslında dünyada böyle bir model yok. Dünyada şirketlere ‘Ticari alacaklarınızı nasıl koruyorsunuz?’ diye sorduğunuzda hepsi ‘Alacak sigortası’ der. Ama Türkiye’de biz güzel bir çeşitlilik yapmışız. Alternatif ürünler kullanılıyor. Banka teminat mektubu da bunlardan biri. Hatta bugünlerde sıkıntılı bir konu bu. Çünkü bankalar sermayelerini daha çok nakit kredide kullanmak istiyorlar. Bu nedenle sermaye kıt hale geldi. Teminat mektubu vermek istemiyorlar. O nedenle talepler bizim gibi ticari alacak sigortası şirketlerine kayabiliyor. İkinci sırada çekler yer alıyor. Çek eski tip bir ürün ama o da piyasanın gerçeği. Bunlara da bazen alacaklarını korumak için ürün diye bakıyor şirketler. Üçüncüsü DBS dediğimiz doğrudan borçlandırma sistemi de yine bankanın verdiği bir ürün. Bir şirketin ticaret yaptığı bütün firmalara limit tesis ediyor banka. O kapsamda teminat mektubuna benzer bir ürün sunulabiliyor. Dördüncü sırada ise ticari alacak sigortası yer alıyor.
Anket sonuçlarına baktığımızda, 197 şirket banka teminat mektubu kullandığını belirtmiş. Yüksek bir oran. Tabi ürünlerin hepsini birden kullanan şirketler de var. 195 şirket çek kullandığını belirtmiş. 134 şirket doğrudan borçlandırma yapıyor. 119 şirket alacak sigortası yaptırdığını belirtmiş. 94 şirket ise diğer ürünler yanıtını vermiş. Bunlar herhalde ipotek gibi daha ağır teminatlardan oluşuyor. Bu sonuçlar piyasada güzel bir çeşitlilik oluşturulduğunu gösteriyor.
 
-Bildiğiniz gibi ekonomi zor bir dönemden geçiyor. Bu dönemde ticari alacak sigortasına ilgi arttı mı?
İlgide bir artış sözkonusu. Sektör olarak büyümemiz enflasyonun üzerinde. Yaklaşık yüzde 60 oranında büyüdük. Ekonomideki belirsizlik koruma ihtiyacını artırdı. Bu nedenle biz de büyüdük. Ama bu dönemde hep söylediğimiz bir durum yaşanıyor. Yani, yangın olduktan sonra fabrikayı sigortalamak gibi… Hasarları yaşamaya başlayan şirketler alacaklarını sigortalatmak istiyor. Tabi bu dönemde teminat almak geçmiş dönemlere göre biraz daha zor. Çünkü, sigortacı da müşterisini koruyacak şekilde daha dikkatli olmak zorunda, daha küçük limitli teminat veriyor. Yani, talep artıyor ama müşterinin elde ettiği teminat eskisine göre daha az olabiliyor.
 
-Ticari alacak sigortası yaptırmak şirketlere ne sağlıyor?
Şirketler alacak sigortası ile teminat çeşidini artırabilir. Daha önemlisi risklerini beraber yöneteceğimiz için belki sigortalanmadan önce yüksek hacimle ticaret yaptığı müşterisinin daha iyi kontrol edileceğini görecek. Çünkü, risk tarafı daha öne çıkan bir ürün bu. Bir de herhangi bir hasarda tazminat alacak bizden. Bu dönemde önemli bir ürün. Ayrıca, bankadan eski düzeyde teminat alamıyorsa alacak sigortası ile tamamlayabilir. Yeni müşteriler o şekilde geliyor. Bir yabancı şirket Türkiye’ye geldiğinde ilk iş olarak bir banka hesabı açıyor. İkinci olarak alacak sigortası yaptırıyor. Türk şirketleri de yapsa, çok değerli. Euler Hermes olarak Türkiye’de 22 bin firmanın riskini taşıyoruz. Eğer ihracatçı bir şirketse veri tabanımız çok daha geniş. Dünyada yaklaşık 50 milyon müşteri datalarımıza kayıtlı. Şirketler, hangi ülkeye ihracat yapacaksa bizden limit isteyerek ürünlerini sevk edebiliyor. Müşterilerimizin yüzde 70’i yurtiçine çalışan, yüzde 30’u ihracat yapan şirketler. Şimdi ihracat yapan şirketlerin payının arttığını görüyoruz. Büyümemizde ihracat yapan şirketlerin payının artmasının etkisi var diyebiliriz.
 
-İhracatçı şirketler için nerelerde fırsatlar bulunuyor?
Avrupa’nın, ABD’nin alıcı olduğunu görüyoruz. Güney Amerika bazı sektörler için çok cazip. İhracatçılar, büyümenin olduğu yerlere gidebilirler. İhracat yapan şirketler için avantajımız büyük. İstedikleri ihracat ülkesine kapıyı açabiliyoruz.
 
-Parasal olarak ne kadar risk taşıyorsunuz? En fazla teminat hangi sektörlerde? Riski yüksek sektörler hangileri?
Türkiye’de 4.5 milyar euro’luk bir teminatımız var. Türkiye’de özel sektörün döviz borcu ciddi bir risk taşıyor. O yüzden sektörün yanı sıra şirketin borçluluk seviyesine bakıyoruz. Geleneksel olarak alacak sigortası kullanan sektörler var. Farklı enstrümanların yanı sıra alacak sigortasının ciddi ciro yaptırdığı sektörler, demir-çelik, ilaç, kimya, perakende diyebiliriz. Yaygınlaşmak, özellikle ihracat tarafını desteklemek istediğimiz tekstil sektörü ve makine ekipman sektörü var. Mobilya ve ayakkabı gibi sektörler ise vadelerinin diğer sektörlere göre daha uzun olması nedeniyle alacak sigortasını kullanamıyorlar.
 
-Alacak sigortası yapabilmeniz için vadeler en fazla kaç gün olmalı?
Biz 180 gün vadeye kadar sigorta yapıyoruz. 
 
-Önümüzdeki dönemde ekonomiye ilişkin öngörüleriniz nelerdir?
Özel sektörün üzerindeki borç bir şekilde aşağı indirilecek. Şu anda şirketlerin finansal olmayan borcu GSMH’nın yüzde 65’i seviyesinde. Bunun yüzde 56’sı dövizde. Gelişmekte olan ülkeler içinde en yüksek oran. Borcun döndürülme kapasitesi zayıflamış durumda. Türkiye’nin bir resesyon yaşama ihtimali yüksek. Euler Hermes olarak bu yılki büyüme oranı beklentimiz yüzde 3.8 seviyesinde. 2019 yılında ise büyüme beklentimiz yüzde 0.4 oranında.
Doların ise 5.40 TL’ler seviyesinde olması gerektiği söyleniyor. Ama riskler ortadan kalkmış değil. Özel sektörün borcunun ne şekilde yapılandırılacağı, reformlar, yeni ekonomik programın uygulanması önemli. Belirsizlik dönemlerinde kur her zaman volatil olabilir. O nedenle ihtiyatlı olmak lazım.