‘2017 piyasalar için fırsat yılı olabilir’

0
15

Gedik Yatırım Araştırma Direktörü Üzeyir Doğan, yaptığı açıklamada, 2015’te gerçekleştirilen iki seçim ve Rusya krizine karşın 2016’nın ilk aylarında ana trendi yurt dışı gelişmelerin belirlediğini söyledi.
Doğan, bu yıl yurt içinde başbakan değişimi ve 15 Temmuz sonrası gelişmelerin, yurt dışında ise Fed’in faiz kararları ve Donald Trump’ın başkanlık seçimlerini kazanmasıyla ABD’de uygulanmaya başlanması beklenen mali politikaların, gelişmekte olan piyasaları etkisi altına aldığını vurguladı.

Son dönemde yurt dışında yükselen faiz ve kurların enflasyon beklentilerini artırması ile yurt içinde de faizlerde yukarı yönlü hareketler izlendiğine işaret eden Doğan, şunları kaydetti:

“Süreç sorunsuz atlatılabilir ve 2016’da artış trendinde olan jeopolitik ve güvenlikle ilgili riskler bastırılırsa son 2 yılda görülen negatif ayrışmanın getirdiği cazip değerlemeler BIST ve diğer TL varlıkların ikinci çeyrekle birlikte cazibesini artırabilir.”

“2016 öngörülemeyenlerin yılı oldu”
Turkish Yatırım Araştırma Bölüm Başkanı Baki Atılal da 2016’yı, “hem global çapta hem de Türkiye adına öngörülemeyenlerin yılı” şeklinde nitelendirdi.

Bu yıl yurt içi ve dışında yaşanan başlıca ekonomik ve siyasi gelişmelerden, bunların piyasalarda oluşturduğu risklerden bahseden Atılal, “2017, risklerin giderilmesiyle fırsatların çıkacağı bir yıl olacak.” dedi.
Baki Atılal, anayasa değişikliği referandumu, TL’nin seyri, TCMB’nin alacağı pozisyon ve büyüme yönünde atılan adımların sonuçlarının yurt içinde önemli gündem maddeleri olarak öne çıkacağını bildirdi. 

“2017 dünyayı test edecek”
Saxo Capital Markets Uluslararası Piyasalar Direktörü Özgür Hatipoğlu ise 2016’nın, dünya siyasi tarihinde yer tutacak başka bir “sıra dışı yıl” olarak arşivlerde yerini aldığını ifade etti.

Gelecek yıl, dünyanın güçlü dolara daha ne kadar dayanabileceğinin test edilebileceği bir dönemin yaşanacağını belirten Hatipoğlu, şunları kaydetti:

“Şu anda 103 bölgesinde olan dolar endeksinin 2000’li senelerin başlarındaki gibi 120’lere yükselmesi, birçok şirketin çok büyük kur zararlarına maruz kalmasına neden olur ve ABD ekonomisi ciddi zarar görür. Sonuç böylesine vahim bir senaryoya kapıyı açacakken Fed faiz artıracak olsa bile bunu çok dikkatli bir zamanlamayla yapacaktır. Kaldı ki Fed’in meşhur nokta grafiklerine baktığımızda eylülden aralık toplantısına, 2017 için daha konsantre bir şekilde enflasyon hedef tahmini yaparken, 2018 için beklentilerin daha geniş bir aralığa yayıldığını görüyoruz. Bu da kısa zaman içinde faiz artırımları olduktan sonrası için hiçbir şeye şimdiden söz vermek istemediklerini gösteriyor. ABD’de izleyeceklerimiz arasında Trump yönetiminin ilk 100 günü de var. Verilen seçim sözlerinin ne kadarının tutulabileceği çok önemli ve seçim sonucuyla gelen piyasa hareketlerinin devamı ve sürdürülebilirliği buna bağlı.”